Yeni İnsan Yayınevi, Yeşil Politika Kitaplığı’na hayvan hakları savunucuları Yağmur Özgür Güven ve Uzm. Dr. Oğuzcan Kınıkoğlu kaleme aldığı “Hayvan Deneyleri: Hayvanlar Bizim İçin mi Var ?” kitabını ekledi.
Güven ve Kınıkoğlu bu eserle birlikte ‘bilimsel gelişme’ adına yüzyıllardır psikolojiden, aşı yapımına; askeriyeden akademiye pek çok alanda deneylerde kullanılan hayvanların hikayelerini bizimle paylaşıyor ve okuyucuları hayvanlara yönelik davranışlarımızı her yönüyle masaya yatırmaya davet ediyor:
Hayatımızın her alanında
İnsanın hayvan üzerindeki her türlü tahakkümü toplum fertlerinin gözünde meşru ve kabul edilebilir kılmak için bugüne kadar çeşitli gerekçeler sıralandı. Ancak kimse bir kalbin atmak için ne kadar çaba sarf ettiğinden bahsetmedi.
Belki evinizi bir kuş, kedi ya da köpekle paylaşıyorsunuz. Belki de her sabah işe gitmeden mahallenizde dolaşarak sokakta yaşayan hayvanlara mama bırakıyor; hasta olanları iyileştirmek için zamanınızı ve paranızı ayırıyorsunuz. Belki de, bir adım daha ileri giderek, her türlü hayvansal ürünü tüketmeyi reddediyor ve çevrenizi de bu yönde etkilemeye çalışıyorsunuz. Yine de bunlar hayvanlara yöneltilen şiddet ve örgütlü saldırganlığı engellemek için yeterli değil…
Hayvan sömürüsü hayatımızın her alanında bizleri sarmış durumda. Ve hayvan deneyleri meselesi belki de bunların en başında geliyor. İyileşmek için aldığımız bir ilaç başka bir canlının ölmesine neden olabiliyor. Diğer insanlara daha güzel gözükmek için kullandığımız krem bir canın çektiği ıstırabın izlerini taşıyor. Bindiğimiz araçların yakıtı, ofisimizdeki kalemin mürekkebi, elimizden düşmeyen cep telefonumuz kısacası yaşamımız hayvanlara yapılan zulümle kuşatılmış durumda. Bu durumdan ancak konuyu derinlemesine irdeleyerek kurtulabiliriz.
Gerçekten dünyayı değiştirmeyi ve bütün türlerin sömürüsüz bir şekilde birlikte yaşamasını istiyorsak kendimizi kandırmaktan artık vazgeçmeliyiz. Bu şiddetin, adaletsizliğin, yaşam hakkı ihlalinin son bulması belki de yüzyıllar sürecek.
Yüzyıllar boyunca tıp alanında yapılan sayısız deneme, buluş, başarı ve başarısızlığın her birinin altında bir ya da birden fazla hayvanın hüzünlü ve acı dolu öyküsü yatıyor. Ve artık 21. Yüzyılda “modern çağın insanları” olarak bizler, hayvanlara yönelik davranışlarımızı her yönüyle masaya yatırarak kendimizi ve sistemi değiştirmek zorundayız. Hemen her çağda deneyimlenmiş olan yeniliğe karşı direnç refleksini kendi çağımızda da görmemiz olağan ve görüyoruz da. Ancak hak temelli tüm mücadeleler gibi deney karşıtı mücadele de ihtiyacı olan toplumsal desteğe tam anlamıyla kavuştuğunda, gelenekçi yaklaşım -ve dolayısıyla bundan beslenen hayvan deneylerinin bağnaz savunu argümanları kaybetmeye mahkum olacak.
21. yüzyılın sağladığı teknolojik avantajların potansiyelini halen tam anlamıyla kullanamamamızın sebebi, “modası geçmiş” çalışma yöntemlerinin ısrarla savunulması. “Biz bunu önceden beri böyle yapıyorduk.” savını bilim alanında da sıklıkla duyuyoruz ne yazık ki. Hayvan kullanılmayan bilimsel yöntemler, hayvan kullanılanların yerine geçemeyecek önemsiz alternatifler olarak görülmeye devam ettiği müddetçe, bu avantajlardan asla yararlanamayacak ve daha fazla geliştiremeyeceğiz. Daha da önemlisi insanlık hayvanların yaşam haklarını ihlâl etmeye devam edecek.
Burak Özgüner’e ithafen..
Hayvan Deneyleri: Hayvanlar Bizim İçin mi Var? kitabı, hayvan deneylerine karşı mücadelenin prensiplerini olabildiğince anlaşılabilir bir dille ortaya koyuyor. Ayrıca hayvanlar üzerinde yapılan biyomedikal araştırmalara karşı sağlam zemine oturan etik ve bilimsel bir muhalefetin doğuşunu müjdeliyor.
Ayrıca Hayvan Deneyleri kitabı yaşam hakkı savunucusu Burak Özgüner’in anısını da yeniden hatırlatıyor.
1 Nisan 1977’de İstanbul’da doğdu. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Piyano Ana Sanat Dalı’ndan mezun oldu. Ardından Trakya Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nda öğretim görevlisi olarak çalışmaya başladı ve 2007 yılına kadar bu göreve devam etti. 2004 yılında ekşi sözlük’te başlattığı “Hayvan Barınaklarına Yardım Kampanyası” hareketi, 2005 yılında Barınak Gönüllüleri ve Hayvanlara Yaşam Hakkı Derneği (BGD)’ nin kurulması ile sonuçlandı.
2018 senesinde uzman olduktan sonra devlet hizmet yükümlülüğünü yerine getirmek üzere Artvin’in Yusufeli ilçesine atandı. 2019 senesinde kurulan Deneye Hayır Derneği’nin kurucularından olan Oğuzcan Kınıkoğlu halen dernekte başkan yardımcılığı yapıyor. Hayvan deneyleri konusunda uluslararası hakemli dergilerde yayınları olup, çeşitli organizasyonlarda ve üniversitelerde veganlık ve hayvan deneyleri konularından bahsediyor.
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…