Yukarıdaki cümle, ülkemizdeki halk sağlığı uzmanı hekimlerin meslek örgütü olan Halk Sağlığı Uzmanları Derneği’nin (HASUDER) 6 Ağustos tarihinde yaptığı basın açıklamasının giriş cümlesi… Son yaşadığımız pandemi günlerinde günlük rapor ve açıklamalarıyla kamuoyunu doğru bilgilendirme mücadelesi yapan, üyelerinin hemen hemen tamamı ülkemizin dört bir köşesinde salgına karşı yaşamlarını ortaya koyarak mücadele eden dernek, bugün gelinen noktayı yaptığı basın açıklaması ile ‘zor günler’ olarak niteliyor ve halkın sağlığından kaygılı olduğunun altını çiziyor.
Peki, mayıs ayı içinde salgını kontrol altına alınması bakımından oldukça umutlu olan HASUDER yönetimi bugün halkın sağlığı için neden kaygılı? Dernek açıklamasında buna ‘ 11 Mayıs’ta başlayan ve 1 Haziran itibari ile her sektörde yaşanan açılımlar ile yeniden normalleşme sürecinin iyi yürütülememesinin neden olduğunun’ altını çiziyor. Açılım sürecinde minik adımlarla yürünmesi gerekirken ve HASUDER’e göre epidemiyolojik kanıtlara bakıp gerekirse bir adım geri atıp sonra tekrar ilerlemeye devam edilecekken bu yapılmadı ve halen de yapılmıyor. Bu nedenle de günlük yeni vaka sayıları artışa geçti. Derneğin altını çizdiği diğer bir konuysa yeni açılım sürecinin topluma iyi anlatılmaması ve bu dönemin eskisi gibi olamayacağının vurgulanmaması…
Bünyesinde ülkemizdeki tüm halk sağlığı akademisyenlerini de barındıran HASUDER’in açıklamasından da anlaşıldığı gibi pandeminin başlangıcından bu yana başta sağlık örgütü olmak üzere birçok kuruluşun verdiği emek, açılım sürecinin sadece ekonomik kaygılarla iyi yönetilmemesi sonucu heba edildi. Günlük yeni vaka sayıları açılım süreci öncesi binin altına düşmüşken özellikle 1 Haziran’da tüm sektörlere izin verilmesi ile beraber yeniden binin üzerine çıktı. Yoğun bakımda yatan hasta sayısı arttı. Aktif vaka sayısı ise hemen hemen her gün yükseliyor. HASUDER’i halkın sağlığı açısından kaygılandıran bu tablo yeniden kontrol altına alınabilir mi? Derneğe göre bu mümkün. HASUDER, on başlıkta tespit ettiği yapılan yanlışları ve çözüm önerilerini de bu açıklamasıyla kamuoyuna sunuyor.
Tespitler arasında yanlış açılım politikaları sonucu toplumun güven duygusunu kaybetmesi, günlük ve haftalık verilerin diğer ülkelerdeki gibi açık ve net olarak paylaşılmaması, veri sunumunun hiçbir geçerli gerekçe gösterilmeden değiştirilmesi, son dönemde daha çok gözlemlenen sağlık çalışanlarının yorgunluk ve giderek artan umutsuzluğu, test uygulamalarındaki standart eksikliği, artık anlamını yitiren 65 yaş ve üstü vatandaşlarımıza uygulanan kısıtlamalar, hastalığın tedavisine dönük bazı kesimlerce uygulanan bilim dışı tedaviler, büyük konser, açılış ve gösterilere hiçbir önlem alınmadan izin verilmesi ve hastalığın ağır seyrettiği vakalar hariç olmak üzere; hastalık belirtisi gösteren kişiler ile temaslı oldukları kişilerin numunelerinin evlerinde alınması, izolasyon süreçlerinin evlerinde izlenmesi, tedavilerinin evlerinde yapılmasına kararı var.
Dernek tespit ettiği bu yanlışlara karşı yapıcı önerilerini de sıralıyor. Bu önerilerden bazıları şöyle:
Uzun süre yüksek olgu sayılarını ne sağlık altyapısı ne sağlık personeli; ne ekonomi ve ne de toplum hayatının farklı dinamikleri kaldırabilir. Bu nedenle HASUDER’e göre bir an önce doğru adımlar atılmalı… Aslında Dünya Sağlık Örgütü de (WHO) bir süredir bazı ülkelerin salgını kontrol altına aldığını düşünerek yürüttüğü yeni normale geçiş ve açılım politikalarından rahatsız… Örgüt sık sık salgının henüz kontrol altına alınamadığını vurguluyor ve açılım politikalarının sadece ekonomik kaygılarla değil, sağlık kaygılarının da göz önünde bulundurularak belirlenmesini istiyor.
WHO’nun kaygılarında haklı olduğunu gösteren çok sayıda gelişme de var. Bazı Avrupa ülkelerinde yeni vaka sayıları artmaya başladı. Bu ülkeler tekrar bazı önlemlere geri dönüyor, seyahat kısıtlamaları yeniden uygulanıyor. Almanya’da iki eyalette olduğu gibi açılan bazı okullar tekrar kapatılıyor. Ülkemizde ise HASUDER’in açıklamasında da altı çizildiği gibi minik adımlarla ilerlenmesi ve artan vaka sayılarına bakıp gerekirse bir adım geri atılıp, sonra tekrar ilerlemeye devam edilmesi gerekirken bu yapılmıyor. Başta Sağlık Bakanlığı olmak üzere karar vericilerin derneğin 6 Ağustos’taki açıklamasını dikkatlice okuması gerek… Açıklamanın son bölümünde de altı çizildiği gibi hepimiz aynı gemideyiz ve gemi haziran ayının başından bu yana su alıyor.
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…