Gücücek Koyu’nda izinsiz rezidans projesine itirazlar devam ediyor

Dün (18 Haziran), Çeşme‘nin Gücücek Koyu‘ndaki inşaat hazırlıklarını protesto etmek için bir araya gelen halk, kıyıda el ele insan kordonu yaparak “Koyları ranta kurban etmeyeceğiz. Kıyılar halkındır” dedi.

Gücücek Koyu Koruma Derneği başkanı Av. Seher Gacar, protestolar esnasında yapılan basın açıklamasında “Rant için, para için doğaya kıymayı kendilerine hak gören vicdan mahrumları durmadıkça biz de durmayacağız; birlikte olmaya, dayanışmaya, doğayı savunmaya, Gücücek’i korumaya devam edeceğiz” dedi.

‘El değmemiş özel koy’ olarak satışa sunuldu

Biva Yatırım Şirketi‘nin BİVARSA Gayrimenkul inşaat firmasının rezidans projesi için başlayan inşaata daha önce Çeşme Çevre Platformu ve Gücücek Doğayı Koruma Derneği tepki göstererek Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü‘ne dilekçe verdi.

Ardından Biva Yatırım A.Ş., yazılı bir açıklama ile Gücücek Koyu’nun kamuya ait kalacağını bildirdi. Ancak BİVARSA Gayrimenkul, Gücücek Koyu’nu ‘özel koy’ olarak lanse edip bölgenin ‘el değmemiş’ doğasını satışa sundu.

Tarım ve doğal sit alanında yapılaşma istenmiyor

İnşaat yapılmak istenen bölge 1990’larda doğal sit alanı ilan edildi ve bölge yapılaşmaya kapatıldı.

Bölgenin imar planı kapsamında olmadığına dikkat çeken halk, Çevre ve Şehircilik İklim Değişikliği Bakanlığı‘nın geçen yılki protestolardan sonra Gücücek Koyu‘nu bakanlığın 5 yıldızlı halk plajları kapsamına dahil ettiğini ve Turizm Bakanlığı‘na tahsis ettiğini hatırlattı.

Üzüm, enginar, kavun, zeytin gibi birçok bitkinin yetiştiği Ovacık Mahallesi’nin Çeşme’nin tarım deposu olduğuna dikkat çeken aktivistler, “Ovacık’ta rezidans yetişmez, boşuna dikmeyin” dedi.

‘İzin garantisi nereden geliyor?’

Şirketinin rezidans inşaatı için resmi izni olmadığını söyleyen aktivistler, doğal sit alanı ve tarım arazisi olan bölgede rezidans satışlarının başlamasına şu sözlerle tepki verdi:

“Proje alanı imar planı kapsamında değil…Kurumların bu plan değişikliklerini yapacağı, bu izinleri vereceğine olan bu güven nereden geliyor? Bu inşaat şirketi devlet kurumlarının üzerinde midir ki başvuru yapılmadan yapılacak başvuru sonucunu garanti edebiliyorlar? Devletin kurumlarını şaibe altında bırakan bu şirkete öncelikle devletimiz haddini bildirmelidir.”

Şirketin iş makineleriyle gelip sondaja başlamasının ardından yetkililere haber veren halk, kontrole gelen jandarma ve belediye ekiplerinin de imar izninin olmadığını tespit ettiğini ve araçları araziden ulaştırdığını söyledi.

‘Doğal yaşamı savunan herkes çevrecidir’

Çeşme Yarımada Çevre Derneği başkanı Ahmet Güler, Çeşme ve yarımadanın Türkiye’de henüz tamamıyla ranta kurban olmamış ender bir bölge olduğuna dikkat çekerek sermayenin gözünü  bu bölgeye çevirdiğini, ancak betona ve ranta karşı mücadeleye devam edeceklerini belirtti.

Güler, “Çevreciler her şeye karşı diyerek bizi marjinalleştirmeye çalışıyorlar. Doğal yaşamı savunan anayasanın verdiği haklar çerçevesinde temiz bir ortamda yaşamak isteyen ve bu isteğini dışa vuran herkes çevrecidir” dedi.

“Halk çıktığı zaman karşısında hiçbir güç duramaz, Gücücek Koyu’nda da on yıldır koruma mücadelesi verilmektedir ve gelecekte de verilecektir” diyen Güler, halkı çevre değerlerine sahip çıkmaya davet etti.

Basın açıklamasında Ankara’ya seslenen aktivistler, “Lütfen Ovacık’ı rezidans kanserinden uzak tutun, Ovacık ve Gücücek’in betona boğulmasına izin vermeyin, tarım arazilerini imara açmayın” dedi.

Yurttaşlar kıyılara sahip çıkıyor: Kıyılar özel mülk değil, hepimizin ortak yaşam alanıdır!
Kıyı hareketleri birleşiyor: Kıyı Hareketleri Dayanışma Ağı kuruldu
Kıyı Hareketleri Dayanışma Ağı’ndan tüm kıyılar için ticarileştirmeye karşı çağrı
Paylaş
Yazar:
Yeşil Gazete