Kuşlar göçerler.Yaşamlarına uygun olmayan çevre koşullarını bırakıp başka diyarlara uçarlar. Bitkiler göçemez. Kökleri ile toprağa bağlıdırlar. İnsanlar da kuşlar gibidir. Onlar da göçerler. Doğal afet olur, göçerler. Politik afet olur, göçerler. Kökleri yoktur. İnsanların ayakları, kuşların kanatları vardır. Her ayağı ya da kanadı olan da göçmez. Bunun için göçen kuşlara göçmen kuşlar, göçen insanlara da göçmenler denir. Göçenler, yaşadıkları ülkelere başka bir diyardan gelmişlerdir. Başka yerden geldikleri için de gelinen yerin yabancısıdırlar. Konuşulan dili bilmezler. Dil ile kavranılacak toplumsal kodları bilmezler. Bunları öğrendikçe yabancılıktan kurtulmaya başlarlar. Ancak, göç nedenleri ortadan kalktığında, geri dönemiyorlarsa da göçmen olurlar.
Yerleşilen ülkenin vatandaşı da olan bu çok çeşitli etnisitelerin tümü, göçmenlik şemsiyesi altında toplanır. Çünkü, göçmenlik, etnik grup oluşumunun ilk aşamasıdır. Politik açıdan bu aşamaya etnik kategori denir. Etnik kategori üyeliğinin temeli, konuşulan dil ile oluşur. Dil ile aktarılan tüm bilgi de bu dili konuşan bireyler arasındaki iletişim ve etkileşimi sağlar. Ancak, etnik kategorinin bireyleri arasındaki iletişim, dağınık; etkileşim ise belirsizdir. Bu nedenle de, kategori aşamasındaki etnik grubun siyasi hiçbir değeri yoktur. Çünkü, etnik ayrıştırma işlemini yerleşilen ülkedeki ulus etnisitesi yapar. Başat olan bu etnisite, Finliden Çinliye, Keldani’den Arap’a kadar uzanabilen birçok etnisiteyi, göçmen kategorisi altında toplar.
Bu kategorinin kimi bireyleri de, diğerlerinden üstün olduklarını düşünerek ırkçı partiyi seçerler. Örneğin bir keldani, kendini bir yahudiden üstün görebilir. Keldanilerin çoğu hristiyan olduğu için kültür ögesi olarak din, öne çıkarılır. Böylece de, hristiyan olmayan tüm etnisiteler aşağılanır. Örneğin bir yahudi, kendini bir araptan üstün görebilir. Yahudilerin çoğu musevi olduğundan müslüman olan bir arabı kendinden aşağı görebilir. Kaldı ki, önce gelen göçmen, sonra gelenden daha değerli olduğuna inanabilir. Sonra gelen de, kendi etnisitesinin, önce gelen etnik gSerminrupdan daha yetenekli, eğitimli ya da çalışkan olduğunu düşünebilir. Böylece, özdeyişin dediği gibi misafir misafiri, ev sahibi olduğunu söyleyen ırkçı parti de hiçbirini beğenmez.
Beğenilmeyen ve istenmeyen göçmen de, sıkıştırıldığı etnik mozayikden kurtulmak için farklı gördüğü yanını öne çıkarabilir. Bu farklılığı,’farklı ama eşit’ görmek yerine ırkçılık ideolojisinin ’farklı ama üstün’ sarmalına girer. Göçmen, bunu ya politik körlük ya da diğer partilere ders vermek için yapar. Nedeni, ne olursa olsun sonuç değişmez. Ülkedeki yabancı varlığını sınırlayan, kısıtlayan ve reddeden partiye oy veren göçmen, kendi kendini yadsımış olur. Çünkü, ırkçı parti, etnik farklılıkların ulus etnisitesini tehdit ettiğine inanır. Bu nedenle de, parti programında, asimilasyona öncelik vererek entegrasyonu reddeder. Entegrasyon, hem ulus etnisitesini etkileyerek hem de ondan etkilenerek gelişen iki yönlü değişimdir. Asimilasyon ise, tümüyle ulus etnisitesinin etkisi altında yürütülen tek yönlü uyumdur. Bu zorunlu uyum, göçmen etnisitelerinin var olan toplumsal yapıyı bozduğu söylenerek uygulanır. Ayrıca, ırkçı parti sözcüleri, göçmenlere ayrılan her kuruşun aslında ulus etnisitesinin hakkı olduğunu vurgular. Böylece de, toplumun zayıf konumdaki tüm etnisitelerini karşı karşıya getirir. Örneğin her etnik grubu etkileyen sosyal adaletsizlikten işsizliğe kadar uzanan tüm sorunların nedeni olarak, sadece göçmenler gösterilir.
Bu politikayı engellemenin yolu, ırkçılığa karşı mücadele eden partileri desteklemekten geçer. Bunun tersini yaparak ırkçılığa destek veren göçmen, büyük bir çelişkiye düşer. Çünkü, oy verilen ırkçı parti politikası, bizzat göçmenin kendisine düşmandır.
Bu çelişkili durumu, İsveçli düşünür Thomas Thorild, şöyle ifade eder :
” Özgürce düşünmek önemlidir ama
Doğru düşünmek, daha önemlidir ”.
Sermin Özürküt
İsveç Sol Parti eski Milletvekili
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…