Kategoriler: Köşe Yazıları

Gazze’ye Doğru – 01 – Duvar

Yazar:
Abdullah Anar

İsrail 1 yıl önce Gazze’ye saldırdı. 1300 insan öldürdü. 5 000 insan yaraladı. % 50’den fazlası kadın ve çocuk. Evleri yıktı. Yapımını yasakladı. Sonrasında Gazze’yi Barı Şeria’da yaptığı gibi 1.5 metre derinliğinde 3.5 metre yüksekliğinde duvarlarla hapishaneye çeviriyor.

İsrail insanlık suçu işliyor.

İnsanlık bu suç işlenirken bir film izlercesine suskun ve sessiz. Bakalım filmin sonu ne olacak beklentisi bile yok. Filmin sonu İsrail’in Filistin halkını topraklardan öldürerek, sürerek yok etmesi ile bitecek. Barış bir hayal ve bir düş bile değil Filistin’de.

İsrail düşleri de Duvarın içine hapsetti.

Duvar varsa özgürlük yok diyerek insanlığın bir bölümü yola çıkıyor. 42 ülkeden 1100 insan müslüman, hristiyan, yahudi, ateist ve diğern dinlerden 1100 insan, Gazze’ye destek olacak ve İsrail’i insanlığa davet edecek.

İsrail kendi geleceğini terör ile hukuk tanımazlıkla örüyor.

İsrail aslında hukuksuzluğu bir hukuk sistemi yaparken çocuklarını düşünmüyor. Düşünmüyor ki nefret doğada kaybolmaz. Nefret bir tohum gibi toprakta yıllarca durur ve İsrail’in torunlarını vurur. Devran döner ve İsrail olur kurbanın adı aniden.

İsrail duvar değil nefret inşa ediyor.

İsrail derhal hukuku tanımalı ve Uluslararı Kurumların dediği gibi bu duvarları derhal yıkmalıdır. Filistin’li insanların özgürce yemeleri, eğitim görmeleri ve sağlık hizmeti almalarına destek olmasa da engel olmamalıdır.

Biz 27 Aralık 2009 da Mısır’da, 28 Aralık 2009’da Al Ashir’de ve 29 Aralık 2009 da Gazze’de olacağız.  Floransa’da Irak işgaline engel olmak için gittiğimizde Floransalı olmuş idik. Belediye bizi öyle karşıladı. Hoş geldiniz Floransalılar dedi. Şimdi sıra Gazze’li olmakta. Gazze’de barış hüküm sürmez ise Gazze’de terör son bulmaz ise ve Gazze’de Duvarlar yıkılmaz ise insanlık bir şansı daha yitirmiş olacaktır. İnsanlık yeniden heryere nefret tohumları serpecek ve bu tohumlar insanlığa yıkımlar getirecektir.

İsrail acil barışın kendi varlığı için en temel şart olduğunu hatırlamalıdır.

Herkes bu acıyı, bu dramı ve bu ayıbı görmeli ve Gazze’ye gelemiyorsa 27 Aralık 2009 ile 2 Ocak 2010 Arası gazze’yi anmalıdır.

Çocuklara duvarlar değil düşler yakışır. Bırakın okullara gitsin çocuklar. Orda barışın resmini camdan dışarı bakarak çizebilsinler.

Gazze’ye doğru 16-aralık-2009

Paylaş
Yazar:
Abdullah Anar

Önceki Haberler

Bir çocuk, deprem ve TOKİ savaşı: Terk etmeyeceğiz!

Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…

11/02/2025

İklim örgütlerinden Türkiye’nin 2024 karnesi: Yetersiz ve çelişkilerle dolu

Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…

27/12/2024

Kanal İstanbul için rezerv alan ve imar planlarına yargı engeli

İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…

27/12/2024

Ağva plajına mahmuz darbesi

Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…

24/12/2024

Pirosmani: Bir sanatçı ardında ne bırakır?

Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…

16/12/2024

Batı Karadeniz Çevre Gönüllüleri Platformu kuruldu

Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…

15/12/2024