Filmmor Kadın Kooperatifi’nin düzenlediği “11. Uluslararası Gezici Filmmor Kadın Filmleri Festivali”nin İstanbul ayağı sona erdi. “Umudu ve gücünü kadınlardan alan, kadınlar tarafından kadınlar için yapılan, bu yıl hırpalanan, susturulan, görmezden gelinen tüm kadınlara” ithaf edilen festival ekibi, İzmir, Sinop ve Bitlis için yola çıktı.
Festival koordinatörü Melek Özman 30-31 Mart’ta İzmir, 6-7 Nisan Sinop ve 13-14 Nisan’da Bitlis’de gösterimlerine devam edecek festival ile ilgili ntvmsnbc’nin sorularını yanıtladı.
Bu yıl festivalde bizi neler bekliyor? Bir seçki yapsanız, sizi en çok hangi filmler heyecanlandırıyor?
Bir seçki yapmam çok zor, zaten çok fazla film başvuruyor ve biz onlar arasından tüm festival programını bir seçki olarak hazırlıyoruz. Bedenimiz Bizimdir, Kendine Ait Bir Cüzdan, Cinsiyetler gibi tema bölümleri, Yeşim Ustaoğlu ve Doris Dörrie toplu gösterimleri özellikle heyecan verici tabi.
Gittiğiniz yerlerde kadınlara özel atölye çalışmaları düzenliyor musunuz?
Filmmor ikinci yılından beri o illerdeki kadın örgütlerinden gelen davetlerle gezici oldu ve geçmiş yıllarda kadınlara özel sinema atölyeleri de düzenledik. Gezici festivalin programını festivali davet eden kadın örgütleriyle birlikte hazırlıyoruz ve onlardan atölye önerileri gelirse düzenliyoruz.
Festival bir gün yurtdışında da farklı şehirlere uğramayı düşünüyor mu?
Türkiye dışında başından beri sinema günleri, festivallere özel seçkiler yapıyoruz, hatta bir yıl Fransa’da Türkiye mevsimi dahilinde festivalden bir seçkiyle Paris-Creteil’e de gittik ama böyle çok özel bir vesile olmadığı sürece festival sadece Türkiye’yi gezecek.
Tanıtım reklamının hikayesi nedir?
Son zamanlarda çıkan kadına karşı şiddetin önlenmesi için hazırlanan kampanyalar hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizce bu bir bilinçlendirme mi yoksa şiddetin yeniden üretilmesi mi?
Kadınlarla, kadınlara yönelik şiddetle ilgili sosyal sorumluluk projeleri, kampanyaları yapmaya dair duyarlılık önemli ama bu bunları yaparken kadınları “sosyal sorumluluk projelerinin nesnesi” haline getirmek gibi bir sorun var. Böyle proje ve kampanyaların kadınları nesneleştirmeden, kadınlara yönelik şiddeti olağanlaştırmadan yürütülmesi için kadın örgütlerinin ne dediğine, ne yaptıklarına bakılması elzem öncelikle. Böylece iyi niyet ya da duyarlılığın yetmediği, konunun ehemmiyeti ve derinlemesine ele alınması gerektiği daha iyi fark edilebilir belki…
(Ntvmsnbc)
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…