Arkadaşım uzun zamandır bir müzik kursundaydı, çok değil birkaç gün önce “feminen hareketleri” nedeniyle müzik kursundan çıkarılmış. Kurumun açıklamasındaki ibareyi veriyorum çünkü birazdan “feminen hareket” konusunu irdeleyeceğim.
Toplumda genel olarak takılan cinsiyetçi tavır giderek kadına olduğu gibi kadınsal hareketlere de karşı çıkmaya başladı. Siz bu zamana kadar hiç erkek gibi giyindiği için uyarılan bir kadın gördünüz mü? Görmemişsinizdir. Görseniz de örneği çok azdır. Fakat tıpkı o kurumun yaptığı gibi feminen hareketlerde bulunan erkekler bugünün Türkiye’sinde, 21. yüzyılda hâlâ dışlanır, hor görülür ve insanlardan uzaklaştırılır. Peki, bunun altında yatan nefret nedir? Niçin böylesine karşı çıkılır? Cevap çok basit! Toplum ataerkinin o iğrenç pençesinde cinsiyetçi penceresinden gördüğü erkeksi özellikleri tüm toplum üzerinde uygun görür. Bakın erkekler demiyorum, tüm toplum. Yani kadınlar da dâhil… Fakat işin kadın kısmında olay aynı çarkla dönmüyor. Yine aynı mantalitenin ürünü olan cinsiyetçi pencere kadınsal hareketleri tüm toplum üzerinde uygun görmüyor! Çünkü toplumun büyük bir kesiminin ısrarla -ki kadınlar da dâhil olmak üzere- kabullendiği erkek yanlı yaşayış, erkeğin güçlü kadının duygusal görüldüğü bu pencerede öteden gelen bu düşünüşler bir kadının “bir erkek gibi” (!) güçlü olabileceğini fakat bir erkeğin “bir kadın kadar” duygusal ve yumuşak mizaçlı olamayacağını savunuyor.
Arkadaşım utana sıkıla “Etme” dedi. “Boşver.” Zaten kurum bir ticarethane olduğu ve para kazanmanın peşinde olduğu için kendisine göre sivriyi ayıracağını belirtmiş. Çokgen değil, yuvarlak istiyorlar anlayacağınız. Yontulmak istemeyen köşeyi de çıkartıyorlar aralarından böylece. Çıkarılan köşe de kime sığınsın neye sığınsın bilmiyor, uzamaması için susuyor.
Pek çok şeyden söz ederken, ne diyeyim gözüm. Kadın olmak zor. Günün birinde bir kadın olarak “feminen hareketler” sebebiyle bir kadın olarak benim dışlanmayacağımın garantisini kimse veremiyorsa, uyanışın vaktidir. Göz açmanın vaktidir.
Vakit, “feminen hareketler”in kamusallaştırılmasının vaktidir.
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…