TBMM Başkanı Mustafa Şentop‘un Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nden ayrılmaya yönelik sözleri sonrası başlayan tartışmaların ardından Montrö Bildirisi yayınlayan ve 10’u gözaltına alınan 103 emekli amirale bir destek de eski milletvekillerinden geldi.
Bildiride, “Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş ilkeleri ve temel felsefesi ve kurumları vicdansız darbelerle yıkılmaya çalışılırken, düşünce açıklama hak ve özgürlüğünü kullanan kişilerin darbecilikle suçlanmasını, baskı altına alınmasını esefle karşıladığımızı kamuoyuna duyururuz” denildi.
“Cumhuriyetimizin temel nitelikleri tartışılamaz! Kanal İstanbul yapılamaz! Montrö tartışmaya açılamaz!” başlıklı bildiri metninde şu ifadeler kullanıldı:
Önce 126 eski büyükelçi Kanal İstanbul ve Montrö Sözleşmesi‘yle ilgili önemli bir açıklama yaptı. Ardından 103 emekli Amiral görüşlerini bildirdi. Kişi grup ya da kurumların ülke çıkarları söz konusu olduğunda, görüş açıklamalarından daha doğal ne olabilir? Bu hem haktır hem de yurttaşlık görevidir. İstanbul Sözleşmesi’nin Anayasa’ya aykırı biçimde Cumhurbaşkanı tarafından feshedilmesinin verdiği cesaretle hızlandırılan, Kanal İstanbul ve Montrö Sözleşmesi tartışmalarının geldiği nokta, bu açıklamaları zorunlu kıldı.
‘Tartışmaya açılmasını doğru bulmuyoruz’
Türkiye Cumhuriyeti’ne yönelik çeşitli emeller taşıyan devletlerin çıkarına hizmet edecek olan Kanal İstanbul’da ısrar edilmesini, Atatürk Türkiye’sinin Lozan Antlaşması’ndan sonra en büyük diplomasi başarısı olan, İstanbul-Çanakkale Boğazları ile Marmara Denizi üzerindeki mutlak egemenliğimizi sağlayan, Montrö Sözleşmesi’nin tartışılmaya açılmasını, öneminin azaltılmasını biz de doğru bulmuyoruz.
Mustafa Kemal Atatürk ve ilkelerini, Anayasanın değiştirilemez maddelerini sahiplenmek, ülkemizin geleceğini ilgilendiren konularda kamuoyunu bilgilendirmek, temel bir anayasal haktır. Anayasal hakların güvencesi olması gerekenlerin, toplumu susturmaya, sindirmeye, korkutmaya çalışmaları kabul edilemez.
‘Darbecilik ile suçlanamaz’
Çoğulcu demokrasinin gereği olarak en doğal yurttaşlık hakkını kullanıp, Kanal İstanbul ve Montrö konusundaki görüşlerini kamuoyuyla paylaşan kişi ve gruplara yönelik tehdit, suçlama, saldırı korkutma, sindirme ve soruşturma gibi girişimler, yurttaşlık haklarını ipotek altına almaktır. Bu yaklaşımı ve bu girişimleri kınıyor, hala bir hukuk devleti olduğumuzu hatırlatıyoruz.
Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş ilkeleri ve temel felsefesi ve kurumları vicdansız darbelerle yıkılmaya çalışılırken, düşünce açıklama hak ve özgürlüğünü kullanan kişilerin darbecilikle suçlanmasını, baskı altına alınmasını esefle karşıladığımızı kamuoyuna duyururuz. Saygılarımızla.”
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…