İstanbul‘un ilçesi Şile ile Kocaeli’nin Kandıra ilçesi arasında yapılması planlanan Sungurlu Barajı ve HES projesi için yeniden verilen “ÇED Olumlu” kararı tartışma yarattı. Proje iki ay önce iptal edilmiş ve tekrar başvuru yapılmıştı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan çıkan kararla birlikte, Ağva ve Kocaeli Akçaova bölgesinde kurulacak Sungurlu Barajı ile İstanbul’a içme suyu sağlanması planlanıyor.
Ekolojik Haklar Merkezi kararı değerlendirdi.
Sungurlu Barajı hakkında 2016 yılında verilen ÇED Olumlu Kararı, proje hakkında saha çalışması yapılmadığı, ÇED Raporunda verilen verilerin, uzun süreli ölçüm ve gözlemlere dayanmadığı nedeniyle iptal edilmişti.
Uzun süreli ölçüm ve gözlemlerin dört mevsim olarak gerçekleşmesi gerektiği halde, kararın Danıştay tarafından onanmasını takip eden iki ay içinde rapor Devlet Su İşleri tarafından tekrar Bakanlığa sunuldu. Raporda revize edildiği belirtilen konular, dört mevsim gözlemden uzak olduğu gibi, günübirlik çalışmalara dayanıyor.
Ekolojik Haklar Merkezi’nin konuyla ilgili yayınladığı açıklamada proje bölgesinin, tarım, orman, mera ve yerleşim yerlerinden oluştuğuna dikkat çekerek, ÇED Raporunda tahribatın etkisinin ve değerlendirmesinin, sadece havza açısından değil, projenin asıl etkisini göstereceği bölge açısından da eksik olduğu belirtildi.
Açıklamada, barajın faaliyet göstermesi ile birlikte Tekzen ve Akaova Mahalleleri‘nin tamamen sular altında kalacağı ve bölgede yer alan 12 diğer köy de projenin doğrudan etki alanında olduğuna dikkat çekildi ve şöyle denildi:
Bu kapsamda projenin etki alanında yer alan nüfusun büyük bir çoğunluğu yer değiştirmek zorunda kalacak. Barajın faaliyet göstermesiyle birlikte sular altında kalacak ve kuraklaşacak toplam tarım ve orman alanı ise 2 bin 575 ve 615 hektar.
Açıklamada ayrıca iki kanalın Ağva yerleşiminin temel öğesi olduğu ve baraj faaliyeti ile birlikte suyu kesilecek çaydan beslendiği belirtildi.
Kanal İstanbul Projesi ile birlikte İstanbul’un su sorununun ortaya çıkacağı öngörüsü üzerinden su ihtiyacının olduğu ön plana çıkarılmak istendiğinin altı çizilen açıklamada, bir projenin getirdiği tahribatın yeni bir proje ile giderilemeyeceği belirtildi:
Kanal İstanbul projesi ile birlikte iki tane içme suyu barajı yok olacak. Bu durumda içme suyu ihtiyacı ortaya çıkacaksa Kanal İstanbul projesi neden yapılıyor sorusu yine aklımıza gelmekte.
Açıklamada, İSKİ’nin kayıp-açak engelleme çalışmalarıyla elde edebileceği su miktarının projenin sağlayacağıyla aynı düzeyde olduğuna dikkat çekti ve şöyle dedi:
“İSKİ’nin performans raporlarında İstanbul’un kayıp-kaçak su oranı yüzde 24.1 olarak ifade ediliyor. Proje ile temin edilmesi amaçlanan 30 milyon m3/yıl ek su miktarı ise İSKİ’nin kayıp-kaçak engelleme çalışmalarıyla karşılanabilecek düzeyde.
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…