Ekoloji Birliği, 25 Kasım Çarşamba günü Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Katar Devleti Hükümeti arasında su yönetimi alanında yapılan işbirliği mutabakat zaptına ilişkin bir açıklama yayınladı.
Açıklamada suyun uluslararası pazar haline getirildiğine vurgu yapılarak “Her alanda yaşanan özelleştirmeler yerli ve yabancı sermayeye satış süreci bizleri su anlaşması konusunda kaygılandırmaktadır” ifadeleri kullanıldı.
Bu durumun kabul edilemez olduğu belirtilen açıklamada “Bizler Ekoloji Birliği olarak suyun yaşamın tartışmasız ana maddesi olduğu bilinciyle hareket ediyoruz. Su ticari meta olarak kullanılamaz” denildi.
Anlaşmanın içeriği kamuoyuyla şeffaf bir şekilde paylaşılmadığı için konuyla ilgili akıllara birçok soru geldi. ‘Türkiye’nin su yönetimi Katar’a mı devrediliyor? Türkiye, suyunu Katar’a mı satacak?’ bu sorular arasındaydı.
Su Mutabakat Zaptı’nı Türkiye adına imzalayan Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli ise Katar’ın Türkiye’de değil, Türkiye’nin Katar’da su yönetimi konusunda çalışmalar yapacağını söyledi.
Ancak, Ekoloji Birliği anlaşma metninin yayınlanmamasına vurgu yaparak şunları söylüyor:
Bu anlaşmasının içeriğinde neler var? Katar’ın Türkiye’de toprak alması,
şirket satın alması yanında yeni anlaşmalar kuşkumuzu artırıyor. Ayrıca açıklanan verilere göre Türkiye barajlarındaki su seviyesi yüzde 35 seviyelerine düştü ve kuraklık tehdidiyle karşı karşıyayız. Türkiye’nin su fakiri ülkeler arasında olduğu da biliniyor.Yaşamsal öneme sahip su politikası stratejik öneme sahiptir. Su hem ekolojik denge hem de biyoçeşitlilik bakımından da vazgeçilmezimizdir. Ciddi planlamalarla tüm canlıların yaşam hakkına saygı çerçevesinde değerlendirilmeli ve kesinlikle ticaret haline getirilmemelidir.
Açıklamada Türkiye sularının üzerinde Katar’ın etkinliğinin kabul edilemeyeceği söylenerek yeni tehlikelerle karşı karşıya kalınacağının da vurgusu yapılıyor:
Halkın suya erişimi gün geçtikçe azalırken yapılan anlaşmanın içeriğinin açıklanmaması anlaşılır değil. Ekoloji Birliği olarak suyun ticarileşmesine HES, JES, nükleer ve termik santraller ile maden çalışmalarıyla suların kirletilmesine karşı mücadele ederken Katar’la yapılan anlaşmayla yeni tehlikelerle karşı karşıya kalacağız. Anlaşmanın içeriği açıklanmalı, suyun ticarileşmesine izin verilmemeli.
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…