Aslına bakılırsa devlet komplo teorilerine yaslanmayı ve işin arkasındaki gerçeği görmemeyi seçmiş durumda. Siber saldırı gibi insanı ilk duyduğunda etkileyen bir teori üzerinde durmayı tercih ettiler. Fakat burada da önemli bir terslik var. Yaşanan kesintilere bakıp komplo teorilerine sığınıyorlar, daha sonra da gidip nükleere sarılıyorlar. “Enerji dağıtımının fiziksel değil yazılımsal güvenliğini sağlayamadıklarını bir bahane olarak önümüze koyanlar nükleer santral gibi bir yapının, hele de sahte imzalarla ilerlediği ortaya çıktıktan sonra, fiziksel ve yazılımsal güvenliğini nasıl sağlayacaklar?” sorusu devletin sığındığı komplo teorisi ile sunduğu çözüm yolunun birbirini sıfırladığını bize gösteriyor.
Peki, kesinti neden oldu? Teknik ayrıntılar bir yana, kesintinin temel nedeni sistemsel sorunlar. Bu hem enerji sisteminin, hem de ekonomik sistemin sorunlarının birleşmesiyle yaşanmış bir kesinti. Ülkenin bir ucundaki bir santralin devreden çıkması ile başlayan, sonrasında doğru bilgi ve zamanda müdahale edilmemesi ile büyüyen ve özelleşmiş santrallerin kendilerini tarifenin pahalı olduğu ana saklaması ile engellenemeyen bir kriz. Sonuç olarak da metroların çalışmaması, trafik ışıklarının durması, bir süre sonra suyun ve iletişimin de, ya durması ya da yavaşlaması… Yani yanlış planlama ve kar hırsı sonucu günlük yaşamın felç olması…
Peki, çözüm gerçekten nükleer santral(ler) mi? Hayır. Bir kere şunu ortaya koymak gerekiyor. Türkiye’de büyüme düşük, üretim düşüyor. Yani büyük bir enerji talebi yok ortada. Zaten nükleer santral de hem maliyeti, hem de inşa süresi düşünüldüğünde böyle bir talep olsa dahi buna yanıt verebilecek bir seçenek değil. Bu talebin düşük olması, enerji geçişinin acil gereklilikler olmadan yapılabilmesine olanak tanıması bakımından Türkiye adına bir şans. Nasıl bir enerji geçişi? Merkezi olan ve kömür, nükleer ya da doğa düşmanı barajlardan, merkezsizleştirilmiş yenilenebilir enerjiye geçiş. Çözüm bu. Eğer ülkenin bir ucunda yaşanan bir arıza bütün ülkeyi durdurabiliyorsa, yapmanız gereken tüm ülkenin enerji ihtiyacını, enerji arzını daha da merkezi hale getirecek nükleer santrallere bağlamak değildir. Yapmanız gereken enerjiyi de demokratikleştirmek ve üretim-tüketim arasındaki mesafeyi olabildiğince azaltıp, enerji bölgeleri oluşturmaktır. Elektriğini merkezden değil, İran’dan alan iki şehrin kesintiden etkilenmemesinin bir sebebi de budur. Enerji konusundaki eğilimlere bakıldığında da enerjinin merkezden üretilmesi bir yana enerjinin oldukça çok alanda dağınık üretiminin (Distributed Generation) öne çıktığı görülmekte. Bu faydalarının yanında geçişle iletim kaybının azaltılması, dağıtım maliyetlerinin düşürülmesi ulaşılabilecek hedefler arasına girecektir. Nükleer Santral pahalıdır, nükleer santralde üretilen elektriğin merkezden dağıtılması da pahalıdır. Tabi tüm bunları yaparken de, yenilenebilir enerjiyi tek seçenek olarak görmek gerekir. Yenilenebilir enerji doğa dostu olduğu kadar, uranyum için bir ülkeye, petrol için başka ülkeye, doğalgaz için bir başka ülkeye sizi bağlamayacağı için sizi başka krizlerden de koruyacaktır. Kaynak dağılımı itibariyle de enerji üretimini demokratikleştirecektir.
Sonuç olarak bu kesintiden çıkarmamız gereken ders, güneş doğduğu, rüzgâr estiği sürece eğer elektrik kesiliyor ise yanlış kaynaklardan enerji elde etmeye çalıştığımızdır.
Yeşil Gazete yazıları ve diğer yazılar için: http://www.urbarli.net
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…