Birleşmiş Milletler İklim Zirvesi’nde ikinci hafta önemli tartışmalarla devam ediyor. Delegeler ve bürokratlar bir yandan yoğun bir biçimde metin üzerine çalışırken diğer yandan liderler sahne almaya başladı. Dün, aralarında Türkiye Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum da olmak üzere 30’un üzerinde üst düzey lider zirvede konuşma yaptı.
Müzakereler cephesinde ise karbon piyasaları, kayıp zarar ve 2020 hedefleri halen tartışma masasında. Kayıp ve zarar ile ilgili metin hazır olduğu ve liderlerin önünde bulunduğu belirtiliyor. Karbon piyasaları konusunda ise, yeni bir mekanizma olacağı konusunda herkesin hem fikir olmasına karşın nasıl bir piyasa olacağı konusunda soru işaretleri devam ediyor. Özellikle Kyoto Anlaşması zamanında, kalacak olan kredilerin kullanılıp kullanılamayacağı üzerine yoğun tartışmalar yaşanıyor.
Zirve için Madrid’de bulunan uzmanlar, uzmanlar karbon piyasaları konusunun önümüzdeki yıl yapılacak zirveye kalabileceğini ifade ediyorlar. Ancak özellikle, 2020 planları konusunda önemli gelişmeler bulunuyor. Buna göre, 2020 yılı planlarının sunulmasına ve bu planlarda hedeflerin yükseltilmesine dair kararın COP kapanış metninde yer alması bekleniyor.
Dünkü oturumlarda Türkiye de sahnedeydi. Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Fiji Başbakanı Frank Bainimarama, UN-HABITAT İcra Direktörü Maimunah Mahd Sharif, Kenya öncülüğünde UN-HABITAT’ın Brezilya, Nijerya ve Peru temsilcilerinin de katıldığı yan etkinlikte, kentsel alanda iklim değişikliği ile mücadelenin öneminden ve kentsel yoksulluk konusundaki faaliyetlerden bahsetti.
Türkiye’nin anlaşma konusundaki pozisyonunda herhangi bir değişiklik olduğuna işaret etmeyen Bakan, hemen sonrasında delegelere hitap ederek Türkiye’nin iklim rejimine katılmak istediğini ifade etti. Bakan Kurum, Türkiye’nin pozisyonu ile ilgili olarak da “İklim değişikliği ile devamlı suretle mücadele eden ülkemizin bu rejimde geri bırakılması düşünülemez. Aksine, ülkemizin haklı taleplerinin koşulsuz ve ön yargısız olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Ülkemiz iklim değişikliği ile mücadelede daha fazlasını yapmaya kararlıdır ve bunun için sistemde adil bir yer aramaktadır. Ülkemizin sistemin içerisinde yer alan düzenlemelere uygun bir şekilde hakkını araması kadar tabi bir durum olamaz.” ifadelerini kullandı.
Türkiye, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Sözleşmesi’nin EK-1‘inden çıkmak istiyor. Çerçeve sözleşmenin tarafı olan Türkiye, 2016 yılında imzaladığı Paris Anlaşması‘nı ise halen onaylamadı. Türkiye, Paris Anlaşması’nı onaylamayan en büyük ekonomi. G20 ülkelerinde ise tek onaylamayan ülke.
Günün devamında ise Germanwatch ve NewClimate Institute 57 ülkeyi inceleyen yıllık İklim Performans Endeksi’ni açıkladı. Ülkeler, çalışmada, sera gazı emisyonları, yenilenebilir enerji, enerji kullanımı ve iklim politikası kategorilerinde 14 göstergeye göre sıralanıyor. Türkiye, genel sıralamada 48. sırada ve çok düşük performans gösteren ülkeler arasında gösteriliyor. Sıralamada, ilk üç sırada hiçbir ülke bulunmuyor.
Raporun tamamı ve basın bülteni için tıklayınız, Türkiye’nin detaylı performasına ise bu sayfadan ulaşabilirsiniz.
ABD seçimine girme kararını açıklayan ve demokrat partiden başkanlık adaylığı için yarışa giren Michael Bloomberg, aktör Harrison Ford ile beraber akşam saatlerinde, ABD İklim Eylem Merkezi‘nde konuşma yaptı. ABD Başkanı Donald Trump gelmediği ve iklim eyleminde liderlik göstermediği için Madrid’e geldiğini söyleyen Bloomberg, eğer başkan seçilirse ilk yapacağı işin Paris Anlaşması‘na yeniden girmek olacağını ve Amerika’nın emisyon azaltma taahhüdünü büyüteceğini ifade etti.
Gelişmekte olan ülkelerden gelen aktivistler ile Japon sivil toplum temsilcileri, Japonya hükümetinin kömür politikalarını protesto etmek için COP25 girişinde eylem düzenledi. Pikaçhu kostümleri giyen eylemciler, Abe Şinzo balonu şişirdi ve Japonya’nın kömür planlarından derhal vazgeçmesi için çağrıda bulundu.
En önemli gündem maddesini ise AB’nin Brüksel’de yayımlayacağı Yeşil Düzen Belgesi oluşturuyor. Bu metin, AB’nin Ekim 2020’de yasasını geçirmeyi planladığı yeşil düzen hakkında beş yıllık iş planı anlamına geliyor. Madrid’te gözler bu planda olacak. Planda, özellikle karbon emisyon hedefi hakkında ve emisyon kontrolü ile ilgili atılacak adımlar hakkında önemli verilerin yer alması bekleniyor.
Ayrıca ihracata bir tür karbon vergisi konulmasının da planın içinde yer alması alacağı öngörülüyor. AB, bu vergi mekanizması ile, ticari partnerlerini de emisyon azaltımına yönlendirmek istiyor. Böyle bir vergi, AB ile ticarette düşük emisyonlu ülkeleri, yüksek emisyonlu ülkelere göre daha avantajlı bir konuma getirebilir.
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…