Resme aldanmayın, dev gibi bir uçak bu.
Yazan: Prof. Susanne Becken (Griffith Üniversitesi)
Yeşil Gazete için çeviren: Eren Yılmaz
Dünyanın en büyük hava yollarının birçoğu “karbon nötr” olma planlarını açıklarken, bazıları da yeni yakıtları deneme sürecinde. Ancak bu girişimler gerçekten fark yaratıyor mu?
Bu sorularının cevabını bulmak için araştırmamıza bir yıl önce başladık ve arz edilen toplam koltuk-kilometre sayısı %70’in üzerinde olan en büyük 58 hava yolu şirketinin iklim üzerinde etkilerini azaltma vaatlerini yerine getirmek için neler yaptığını inceledik.
İyi haber, bazı hava yollarının olumlu adımlar atmış olması. Kötü haber? Bu adımlar karbon emisyonlarında devam eden artışla karşılaştırıldığında, en iyi hava yolu şirketlerinin dahi bu konuda oldukça yetersiz kaldığı anlaşılıyor.
Araştırmamızda dünyanın en büyük hava yollarının dörtte üçünün mevcut koltuk başına karbondioksit olarak ölçülen enerji verimliliğinde iyileşmeler gösterdiğini bulduk. Ancak bu, genel olarak emisyonların azaldığı anlamına gelmiyor.
Buna iyi bir örnek İspanya‘nın ulusal hava yolu şirketi Iberia olabilir: Şirket 2017 yılında koltuk başına emisyonları yaklaşık % 6 oranında azaltmasına rağmen, mutlak emisyon değerlerinde % 7 oranında bir artış görüldü.
35 hava yolunun 2016/17 – 2017/18 dönemlerinde mutlak emisyon ve mevcut koltuk kilometresi başına karbon yoğunluğu değerlerindeki değişimler şöyle:
Bir önceki yıl ile karşılaştırıldığında, 2018’de en büyük 58 hava yolu şirketinin aldığı önlemler % 1 oranında iyileşme sağladı. Bu gelişme, sektörün verimlilikte % 1,5’luk bir artış sağlama hedefinin altında kalıyor. Ayrıca bu iyileştirmeler, sektörde görülen yıllık % 5,2’lik emisyon artışı sonrası bir anlam ifade etmiyor.
Bu artışın önüne geçmenin neden bu kadar zor olduğu, birkaç yıl öncesine baktığımızda gayet açık bir şekilde görülüyor. Küresel hava yolları, 2014’te 733 milyon ton CO₂ emisyonuna sebep olmuştu. Ucuzlayan biletlerle hava yolu taşımacılığına talebin giderek artması sonucu sadece son beş yılda emisyon oranlarında % 23’lük bir artış gözlendi.
Şirketler filo yenileme, motor verimliliğini artırma, ağırlık azaltma ve uçuş rotası iyileştirmeleri gibi 22 farklı alanda iklim girişimleri bildirdiler. İlgili makaledeki örneklerden bazıları şöyle;
2018 yılında hava yolu şirketlerinin toplam karbon emisyonu:
İncelenen 58 büyük hava yolu şirketinin 19’u alternatif yakıtlara yatırım yapıyor. Ancak araştırma ve geliştirme programlarının ölçeği ve alternatif yakıtlarının uygulamadaki yeri halen önem arz etmiyor.
Örneğin, 2018 Dünya Günü’nde Air Canada, 22 yurt içi uçuşta 230.000 litre “biyojet” yakıtı kullanarak 160 tonluk bir emisyon tasarrufu sağladığını açıkladı. Peki bu ne kadar yakıt ediyor? Tek bir A380 uçağının 300.000 litreden fazla olan yakıt deposunu doldurmak için bile yeterli değil.
Qantas gibi bazı hava yolları 2050 yılına kadar karbon nötr olmayı hedefliyor. Bu kolay bir hedef olmamakla beraber, en azından daha iyi bir iklim raporlaması ile başlıyorlar; Qantas karbon riskini sistematik çalışan bir komisyon kurarak ele alan sekiz hava yolundan biri.
Büyük hava yolu şirketlerinin yarıya yakını karbon dengeleme çalışmaları yapıyor, fakat bunlardan sadece 13’ü ölçülebilir etkileri konusunda bilgilendirme yapıyor. Bunlardan biri, FlyNeutral programıyla Yeni Zelanda ormanlarının yenilenmesine yardımcı olan Air New Zealand.
Çalışmalarla ilgili detayların paylaşılmaması bu girişimlerin doğruluğunu sorgulatıyor. Ve önlemler başarılı olsa bile, uçuşlar bugünkü sayılarda gerçekleşmeye devam ettiği sürece karbon kesintilerinde önemli bir ilerleme kaydetmek mümkün değil.
Araştırmamız büyük şirketlerinin girişimlerinin hiçbir başarı göstermediğine işaret ediyor. Emisyonları azaltmak için, acilen alınması gereken üç önlem var;
Araştırmamız geçen yılın sonlarında Madrid’deki İklim Zirvesi‘yle bağlantılı bir Dünya Seyahat ve Turizm Konseyi etkinliğinde yayınlanmıştı. Aktivist Greta Thunberg de orada olmak için uçmak yerine seyahatini yelkenliyle gerçekleştirdi.
Ancak dünyanın dört bir yanında seyahat eden gelir düzeyi yüksek gezginler, karbon emisyonlarının artışında orantısız ve önemli ölçüde büyük bir etkiye sahip.
Gelir düzeyine göre CO₂ emisyonları ile küresel nüfusa oranı 2018 rakamlarıyla şöyle:
Bu demek oluyor ki, amacı fark etmeksizin uçakla seyahat edebilme lüksüne sahip her bireyin üzerine düşen bir görev var;
Gerçekten fark yaratabilmek için, daha çok insanın bu üç önlemi eksiksiz uygulaması gerekiyor.
Makalenin İngilizce Orijinali
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…