Bugün Cape Town merkez olmak üzere, tüm dünyada suyun ve su kaynaklarının gezegen için öneminin vurgulandığı etkinliklerle kutlanıyor. Su hakkına sahip çıkarak yaşam hakkına sahip çıkan tüm dünya halklarının günü kutlu olsun.
1995’ten günümüze kadar her yıl bir konu tespit edilmiş ve 22 Mart günü tartışılması kararlaştırılmıştı. Bugüne dek ele alınan bazı başlıklar şunlar: Kadınlar ve Su, Dünyanın Su Potansiyeli Yeterli mi?, Yeraltı Suyu ve Görünmez Kaynaklar, Su Kaynakları Etrafında Hayat, Su ve Sağlık,Kalkınma İçin Su ve Gelecek İçin Su.
Bu yılın teması ise “Su ve Kentleşme: Kentleşmenin Getirdiği Sorunları Çözmek”.
Günümüzde dünya nüfusunun yarısının kentlerde yaşadığını bildiren BM, önümüzdeki 40 yıl içinde nüfus artışının tamamının kentler tarafından emileceği ve bu durumun çoğunlukla az gelişmiş veya gelişmekte olan ülkelerde ortaya çıkacağını söylüyor. Yakın gelecekte kenlerde yaşayan nüfusun Asya’da 1,7 milyar; Afrika’da 0,8 milyar ve Latin Amerika’da 0,2 milyarı bulması bekleniyor.
Bu hızlı kentleşme karşısında giderek daha fazla insan temiz suya erişemiyor. 2008 yılı verilerine göre geçen sekiz yıl içinde dünya çapında 144 milyon insan daha evlerinde veya semtlerinde musluk suyuna ulaşamazken, 134 milyon insan daha temiz tuvalet bulamaz hâle gelmiş. Durum az gelişmiş ülkeler açısından çok daha kötü: Sahra Afrika’sındaki kentlerde yaşayan insanların %50 si yeterli su desteğinden, %60’ı ise içilebilir temiz sudan mahrum.
Dünya sağlık Örgütü’nün 2002 verilerine göre ise, dünya üzerinde 2,6 milyar insanın sağlıklı suya erişimi yok ve her gün 5 yaşın altındaki 3900 çocuk, ishal gibi önlenebilir ve doğrudan temiz su yokluğuna bağlı hastalıklar sonucu ölüyor.
Çözüm ne?
Kıt bir kaynak olarak suyun daha iyi yönetilmesi için özelleştirme uygulamalarını savunanlara karşı, ülkemizde çeşitli meslek odaları ve sivil toplum örgütlerinin oluşturduğu Suyun Ticarileştirilmesine Hayır Platformu, temiz, sağlıklı ve yeterli suya erişim hakkının temel bir insan hakkı olduğunu belirtirken, günümüzde yaşanan su sıkıntısının küresel çapta uygulanan yanlış politikaların sonucu olduğunu, suyun hiçbir biçimde ticari bir meta hâline getirilemeyeceği ve “Su hakkına sahip çıkmanın yaşam hakkına sahip çıkmak olduğunu” söylüyor.
Gülden Akyol – Yeşil Gazete
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…