Kategoriler: EnerjiManşet

ABD’deki 23 Fukuşima korkutuyor

ABD’de Japonya’da büyük bir nükleer felakete yol açan Fukuşima’nın aynısı ya da çok benzeri olan 23 kaynar su reaktörünün çalışmakta olması kaygıları arttırıyor.

Fukushima'nın 3 nolu reaktöründen hala dumanlar yükseliyor

Japonya’daki Fukişima nükleer santralinde yaşanan felaketin ardından tüm dünya nükleer enerjinin güvenirliğini sorgulamaya devam ediyor.

Türkiye’de kimi çevreler, “işin teknik boyutuna vakıf olmayanların” güvenlik tartışmalarını bilgi eksikliği nedeniyle devam ettirdiklerini öne sürerken, dünyanın önde gelen nükleer enerji uzmanları yeni bir tehlikeye dikkat çekiyor.

Aslında 1972’den beri dile getirilen ancak nükleer lobinin baskıları sonucu kamuoyunda yer bulamayan bu bilgiye göre şu anda dünya üzerindeki 32 tane çalışır halde reaktör çok ciddi bir güvenlik zaafıyla karşı karşıya. Tehdidin adı ise “Mark 1”.

Mark 1

Fukuşima’da bir felakete neden olan reaktörler General Electrics firması tarafından 1960’larda dizayn edilen “Mark 1” model. Mark 1’i bu kadar tehlikeli kılan, nükleer reaktörlerin herhangi bir kaza durumunda çevreye radyasyon saçmasını engellemek için “son savunma hattı” olan muhafaza kabuğunun daha ucuz ve güçsüz bir versiyonunu kullanıyor olması.

 

ABD'de bulunan 104 reaktörün yerleri. Koyu noktayla gösterilen 16 yerde, Fukuşima tipi 23 reaktör bulunuyor

 

Nükleer Bilgi ve Kaynak Merkezi (NIRS) sözcüsü Michael Mariotte, Amerikanın Sesi Radyosu’na verdiği bir mülakatta ABD’de mevcut bulunan 104 nükleer reaktörden 23’ünün düzeltilemez bir tasarım hatasıyla malul olan Mark 1 tipi olduğunu, toplam 16 noktada bulunan bu 23 reaktörden 6’sının Fukuşima’daki reaktörlerin tıpatıp aynısı, 17’sinin ise çok benzeri olduğunu belirtiyor. Mariotte’a göre ABD’deki bu reaktörler derhal kapatılmalı, aksi takdirde herhangi bir nedenle Fukuşima’da olduğu gibi elektrik kesintisine bağlı bir soğutma sistemi arızası yaşanırsa, Japonya’dakine benzer bir çekirdek erimesinin ve hidrojen patlamasının yaşanması an meselesi.

Michael Mariotte, bu tip reaktörlerdeki tasarım hatasının herhangi bir düzeltmeyle giderilemeyeceğini, çünkü reaktörün en temel özelliğinin hatalı olduğunu belirtiyor. Mariotte ABD’de derhal kapatılması gereken bu 23 reaktör dışında, 30 yaşını aşmış olanlar veya Kaliforniya’daki deprem fay hattı yakınındaki 2 reaktör gibi diğerlerinden çok daha tehlikeli başka reaktörler de olduğuna, bu nedenle Japonya’dakine benzer bir kaza yaşanmamasının şans meselesi olduğuna dikkat çekiyor.

“Kabul edilemez riskler”

ABD’de Atom Enerjisi Komisyonu’ndan sonra kurulan Nükleer Düzenleme Komisyonu’nun başkanlığını yapmış Joseph Hendrie henüz 1972 yılında “Bu reaktörü kullanan santrallerin lisanslarını ellerinden almak iyi bir fikir gibi duruyor” demişti. Yine aynı yıl komisyonda güvenlik konusunda uzman başka bir görevli olan Stephen H. Hanauer de bu reaktörlerin “kabul edilemez riskler taşıdıkları için kullanımdan kaldırılmaları” gerektiğini söylemişti. Hanauer’e göre reaktör, muhafaza çeperinin yapısal zayıflığı nedeniyle hidrojen patlamasına zemin hazırlıyordu.

Söz konusu tartışmalar 80’lerde iyice alevlendi. Yine Nükleer Düzenleme Komisyonu’nda görevli Harold Denton, bir çekirdek erimesi durumunda Mark 1 tipi reaktörlerde patlama riskinin %90 olduğunu belirtti.

Ancak General Electrics’in karar alıcılar üzerindeki etkisi güçlüydü ve Mark 1 reaktörlerinin nükleer santral işletmelerinde ucuz oluşu nedeniyle tercih sebebi olmuştu. Bu nedenle tüm bu uyarılar ya hasır altı edildi ya da “yalanlandı.” Sonuç olarak Amerikan kamuoyu, görevi nükleer santrallerin güvenliğini denetlemek olan kurumların uyarılarından belki tam anlamıyla haberdar bile olamadı. General Electrics “Mark 1’in yasaklanması nükleer enerjinin sonunu getirir” diyordu.

Kaygılı Biliminsanları Birliği (Union of Concerned Scientists) Nükleer Güvenlik Programı başkanı David Lochbaum’a göreyse “Artık kesin bir şey var, o da Mark 1’i yasaklamamak nükleer enerjinin sonunu getirecek”. Lochbaum hayatının 17 yılını General Electrics’in sahip oldukları da dahil olmak üzere birçok farklı nükleer santrallerde çalışarak geçirmiş bir biliminsanı.

Hanauer’in o yıllarda yaptığı felaket uyarısıysa geçtiğimiz hafta Fukişima santralinde gerçek oldu. Mark 1 tipi santral kullanan Fukişima’da hidrojen patlaması sonucu muhafaza çeperi kırıldı ve yüksek oranda radyasyon çevreye saçıldı.

Mark 1 tipi reaktörlerde yıllar boyunca bazı değişikliklere gidilerek söz konusu güvenlik sorunları giderilmeye çalışıldı. Bu değişikliklerin Fukişima Daichi santralindeki reaktörlerde de uygulanıp uygulanmadığı henüz bilinmiyor, ancak General Electrics Hitachi’nin baş-nükleer mühendisi James Klapproth’a göre Fukişima’da basınç önleyici havalandırma sistemleri mevcuttu.

Mark 1 tipi reaktörlerden şu anda 23’ü ABD’de olmak üzere dünya üzerinde 32 tane var.

(Yeşil Gazete)

* New York Times, Voice of America ve NIRS’den derlenmiştir.

Paylaş
Yazar:
Durukan Dudu