Akademisyenlerin imzasıyla yapılan açıklama özetle şöyle:
“Anayasaya aykırılığı açık olan rektör ataması, üniversite camiası başta olmak üzere, ülke genelinde tepkilere neden olmuş, konunun uzmanları bu atamanın hukuka ve mevzuata aykırı olduğunu pek çok kez dillendirmiştir. Bu tepkilerin hiçbiri göz önünde bulundurulmamış, hukukla çelişen bir adım daha atılmış ve 6 Şubat 2021 tarihli 3519 Sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile yine bir hafta sonu üniversitemizde iki yeni fakülte kurulmuştur. Bu kararın anayasal ilke ve kurallarla bağdaşmaktan uzak, hukuka aykırı, hatta yasal olarak kendi içinde çelişkili bir karar olduğunu belirtmek isteriz.
Kurulduğu ilan edilen Hukuk Fakültesine, yine üniversitemize (Boğaziçi Üniversitesi Senatosu, üniversitemiz Yönetim Kurulu ve diğer kurullarımıza) hiçbir biçimde danışılmadan, üniversite dışından bir akademisyen dekan olarak atanmıştır.
Bu şekilde tepeden inme fakülte açma kararı almak, atamalar gerçekleştirmek anayasal ilkeler ve kurallarla bağdaşmamaktadır. Yükseköğretim Kanunu’na, hukuka açıkça aykırıdır ve kamu yararı gözetmekten uzaktır.
Cumhurbaşkanı tarafından kullanılan atama yetkisi kısa ve uzun vadede telafisi güç, hatta imkânsız zararlarla karşı karşıya kalınmasına neden olacaktır. Bu nedenle 22 Mart 2021 tarihinde yaptığımız ikinci başvuruda, yürütmeyi durdurma talebinde de bulunulmuştur.
Üniversite özerkliği, akademik başarının önkoşuludur. Boğaziçi Üniversitesi, evrensel akademik usul ve teamülleri benimsemiş ve bu usul ve teamülleri geliştirmeyi amaç edinmiş bir kamu üniversitesidir. Anayasal ilkeler ve kurallarla bağdaşmaktan uzak, Yükseköğretim Kanunu’na ve hukuka açıkça aykırı bu kararlar ve uygulamalar, üniversitemizin kazanımlarına ve dolayısıyla kamu yararına ağır zararlar verecektir.”
Akademisyenlerin açıklamasında, avukat Fırat Kuyurtar’ın konuya ilişkin görüşüne de yer verildi. Kuyurtar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yasama organına ait bir düzenleme yetkisi kullandığına dikkat çekti.
Cumhurbaşkanı’nın Yüksek Öğretim Teşkilat Kanunu’na yapılan ek maddeye dayanarak bu kararı verdiğini hatırlatan Kuyurtal, “önceki ve genel kanun niteliği taşıyan” 2547 sayılı Yüksek Öğretim Kanunu’na göre, fakültelerin kanunla kurulmasının şart olduğunu açıkladı.
Cumhurbaşkanlığı kararnameleri hakkında Anayasa Mahkemesi nezdinde açılmış davalar olduğunu belirten Av. Kuyurtar, “Anayasa’ya aykırılık iddialarının kabul görmesi durumunda zaten ortada tartışma kalmayacak. Açıkçası Anayasa Mahkemesi’nin Nükleer Düzenleme Kurulu KHK’siyle ilgili yakın zamanda vermiş olduğu karara baktığımızda, bu 700 ve 703 Sayılı KHK’lar ile ilgili olarak da iptal kararı verilmesine yönelik beklentimiz arttı. Zira davalar hukuki mahiyeti itibariyle oldukça benzer tartışmaları muhteva ediyor” ifadelerini kullandı.
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…