Birleşik Krallık (UK) hükümeti yeni enerji stratejisini açıkladı. Ülkeyi enerji alanında “daha bağımsız” hale getireceği belirtilen plana göre, mevcut nükleer santrallere sekiz adede kadar yeni nükleer reaktör ekleniyor.
“Enerji bağımsızlığını artırmayı” ve Rusya‘nın Ukrayna‘yı işgaliyle birlikte artan fosil yakıt fiyatlarına karşı “enerji güvenliğini” sağlamayı amaçlayan plan rüzgar, güneş ve hidrojen enerjisi üretimini artırmayı da öngörüyor.
BBC‘nin aktardığına göre, hükümetin yeni planı kapsamında 2030 yılına kadar UK’nin elektrik üretiminde düşük karbonlu kaynakların oranı yüzde 95’i bulabilir.
Başbakan Boris Johnson, “Strateji, kontrol edemediğimiz değişken uluslararası fiyatlara maruz kalan enerji kaynaklarına bağımlılığımızı azaltacak. Faturaları düşürürken, İngiltere’nin kendi kendine yetmesini sağlayacak” dedi.
İş ve Enerji Bakanı Kwasi Kwarteng ise “Kuzey Denizi’ndeki enerji üretimini en üst seviyeye çıkarırken, ucuz ve yenilenebilir kaynaklar ile nükleer kapasitemizi artırmak, önümüzdeki yıllarda enerji bağımsızlığımızı sağlamanın en iyi ve tek yoludur.” diye konuştu.
Yeni enerji stratejisi şu başlıklara odaklanıyor:
Başbakanlık Ofisi’nden bir yetkili ise yeni stratejinin artık bir enerji tedariki stratejisi olarak değerlendirildiğini kaydetti.
Aktivistler, yeni planda Kuzey Denizi’nde petrol ve gaz aramayı taahhüt etmesine de öfkeli. Buna karşın offshore rüzgar enerji üretiminde onay sürecinin hızlandırılması olumlu karşılanıyor, ancak planda aynı destek karadaki rüzgar santralleri için sunulmuyor.
Nükleer kapasitesini artırma kararı ülkede farklı tepkilerle karşılandı. Bazı çevre örgütleri nükleeri bu kadar benimsemenin çok tehlikeli olduğunu belirterek her kentin kendi mini reaktörüne sahip olabileceği yolunda dalga geçiyor.
Ancak nükleerin, enerji üretiminin bir bölümünü karşılaması gerektiğine inanan iklim savunucuları da bulunuyor.