Ben Atlas Sarrafoğlu, 13 yaşındayım ve iklim aktivistiyim.
Yollar hep uzundur ve içinde hep macera vardır. Ama yol denince benim aklıma ilk gelen şey; arabaların üzerinden geçerek fosil yakıtları atmosfere salarak geleceğimizi yakıp yıkması geliyor. Dışarı çıkamasam da yolları böyle düşünüyorum çünkü artık hayatı böyle görüyorum.
Çünkü ben bir iklim aktivistiyim.
İklim krizini duyduğum ve bir süre sonra anladığımdan bu yana yollardayım. Son 2 senede çok trene bindim. Gittiğim yerlerde iklim krizini anlattım. Bu yoldaki İlk yolculuğumda Ankara’ya gitmiştim. 11 yaşındaydım.
Yetişkinlerle oturup toplantı yapmıştım. Masada en güzelinden Atlas Sarrafoğlu yazıyordu. Beni aldılar sahneye sonra. Ben de trende yazdıklarımı okudum, anlattım. ‘İklim krizi’ dedim, ‘11 yılımız kaldı’ dedim. ‘Greta’ dedim, ‘iklim aktivistiyim’ dedim.
İzmir’e, Dalyan’a gittim. Hayatımda hiç ama hiç unutmayacağım bir maceralar yaşadım. İklim aktivistleri ile tanışmak için İsviçre’ye gittim. 1 hafta boyunca Lozan’da hep beraber çalışma fırsatı bulduk.
Bu 1 haftalık maceramda uluslararası 450 genç aktivistle Lozan Üniversitesi’nde eğitimler aldık. Orada en etkilendiğim kişiliğin kim olduğunu söylememe gerek yok, ama bir sonraki isim Roger Hallam’dı. İklim krizini hayatımda ilk defa ondan duymuş gibi dinlemiştim.
Bu kampta tanıdığım insanlarla yollarım çoğaldı. Sonra İstanbul’da 4500 kişi, Madrid yollarında 500 bin kişi İklim için okul grevi yaptık. Hep yeni insanlar tanıdım. Hepsi iklim aktivisti.Hepsi gezegeni kurtarmak için çabalayan insanlar.
Sonra yollarımın çoğaldığı bu insanlarla konuşmaya devam ettim. Farklı hikayelerimiz ama aynı yollarımız olduğunu fark edince, onlarla röportajlar yapmaya başladım. Yeşil Gazete‘de yayınlanacak 16’ncı röportajımı hazırlıyorum şimdi.
Pandemi başladığından bu yana canlı sohbetler, seminerler, zoom görüşmeleri yaptım. WWF için Dünya Limit Aşımı Günü podcast serisi yaptım. Şimdi de GQ dergisinde iklim krizini yazıyorum.
Çünkü benim yolum bu. Ben bir iklim aktivistiyim. Yolum da bu krizin çözümünden geçiyor.
Amazon Yağmur Ormanları’ndaki, Filipinler’deki, kutuplardaki yıkımı, iklim adaletsizliğini görüp de başka bir yolda yürümek mümkün mü sizce? Hepimizin yolu aynı yürüyüşümüz farklı olabilir. Ama neden birbirimiz yaralayacak kadar büyük hırslar yapıyoruz?
Yolun sonu uçuruma doğru giderken frene basarsınız. Yanınızdaki koltukta oturan arkadaşınıza vurarak bu gidişatı havaya uçmaktan kurtulamazsınız. Ne Amazon yağmur Ormanlarını ne de yok olan mercan resiflerini böyle kurtarmazsınız.
Yol iklim yıkımına gidiyor! Frene basılması gerektiğini göstermek de biz iklim aktivistlerine düşüyor.
Biz değilsek kim?
Şimdi değilse ne zaman?
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…