Okul da yok sanırım. Okulda hayat bilgisi olacak idi. Hayatı öğrenecektik. Yurttdaşlık dersinde yurttaş olmayı öğrenecektik. Adalet mülkün temeli diyeceklerdi ve bizim gibi mülksüzler için adalet var mı diye soracaktım ki baktım ders de yok.
Gülüşen çocuklar var etrafta. Oyun kurmuşlar aralarında. Belki de annem bir yere gitti beni buraya bıraktı. Neden yapsın ki ben artık 15 yaşındayım. Asker oluyor bazı ülkelerde 7 yaşında çocuklar. Bunu da anlamam mümkün değil ama oluyor işte. 15 yaşında bir çocuk ile bir büyüğün ortasındayım.
Ergen çılgınlıklarım var benim. Nazımı çeken ailem olması şans. Yoksa içimde yanan ateşler davranışlarımı kontrol edince anneme bile başka bakar oluyorum. Annem ise annem ya en sinirli anımda öpmesini bilir, ellerimi tutar.
Peki nerde şimdi annem. Tam da 15 yaşımda iken annem nerde. O beni bırakmaz. Ellerimsiz edemez. Yedirecek ki rahat uyusun. Annem çok mu meşgul. Bu adamlar ve bu kadınlar da kim.
Sen sen sen buraya. “Kürtmüsün sen”, “Bok mu var dı taş atacak”, “anan mı tembihledi sana taş at diye, yoksa baban mı”.
Ben taş atmışım. Annem veya babam istemiş. Onlara kızmışlar ve beni bir odada uzunca süre bekleteceklermiş. Anladım şimdi. Ben devlete taş atmışım. Ben çok önemli bir hata yapmışım. Ne zaman yapmışım. Neden yapmışım?
Benim adım Berivan. Sen sen sen derken anılan senlerden biri benim. Berivan diyemiyor teyzelerden en kızgını. Belki o 15 yaşında kızgın iken annesi teselli edemedi ve kızgınlığı geçemedi. Üzüldüm ona. Bu yaşa taşımız taa 15 yaşın kızgınlığını.
Burda çok ses var. 13 yaşında gelmiş birisi. 5 sene kalcakmış burda. Çocukluğunu duvarlara vermişler. O artık bir büyük. Bir taş da o atmış devlete.
Bu devlet ne ki çocukları kendisine taş attı diye hapse atar. Annem değil demek ki devlet. Anlamaz geçici öfkemizi ve öfkenin içindeki anlamı. Devlet masallardaki kötü dev midir ve bahçesinde oynayan çocukları hapse atar. Devlet nedir? Kimdir? Siz misiniz yoksa? Siz dev misiniz?
Bilmez misiniz bu oda dar gelir biz? Bilmez misiniz üşür burda ruhlarımız. Bizlez misiniz üşür burda düşlerimiz. Bizim düşlerimiz vardır. Bahçeler dardır bize. Bilmez misiniz 13 yaşında 15 yaşında çocuklar taş atmazlar. Oyun oynarlar.
Belki şimdi sıra devlette o oynuyor taş atan çocuklar ile. Ama biz sevmedik bu oyunu. Dar bu oda bize. Bizi bahçelere bırakın. Bırakım oynayalaım. Bırakın büyüyelim. Eğer atamazsak sinirimizi 13 veya 15 imizde. 50 yaşımızda sinir bizle büyür. O büyüdükçe biz küçülürüz ve çocuk da olamayız.
Benim adım Berivan. Duyun beni. Beni değil sadece, burda çok çocuk var. Duyun bizi. Bırakın yaşayalım.
Atılan taşlar size değmedi bile. Biz ise altında kaldık. Taş değilse yüreğiniz duyun beni.
Özgürlük istiyoruz.
Abdullah Anar
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…