Fosil kaynaklı enerji kullanımının iklim değişikliğinin temel nedeni olduğu artık ciddi bilim çevrelerince tartışılır olmaktan çıktı, artık sadece karbon salımını azaltmanın yetmediği yeni bir döneme girdik. Şimdi esas olarak fosil yakıtlardan elde edilen enerjinin daha etkin kullanımını sağlamak, enerji verimliliğini artırmak ve israfı durdurmak ve onarıcı uygulamaların hayata geçirilmesi gerekiyor.
İklim değişikliğine karşı mücadelede karbon salımını azaltmanın en önemli ayaklarından başlıcasını da karbon salımına yol açan fosil enerji kaynaklarının kullanılmasının yerine yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanılması oluşturuyor.
Yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik, ısı vb. üretme teknolojileri ise özellikle güneş enerjisinde ev çatısını, balkonu, yol kenarını, bahce duvarının üstünü…her yeri enerji üretimine elverişli hale getirdi. Kentler enerjilerini giderek artan oranda yenilenebilir enerjilerden üretebilirler. Kentler? Kentin insanları demek istiyorum.
İklim değişikliğine karşı uluslararası kent birliklerinin parçası bazı belediyelerde dikkate değer çalışmalar sürdürülüyor. Bunun başarısı yine kentlilerin deyim yerinde ise kitle halinde somut tedbirlere, uygulamalara katılması ile mümkündür diye düşünüyorum.
Bir kaç gün önce Yeşil Gazetede yeralan Kadıköy “iklim elçilerini” arıyor! “ başlıklı haberin esası şu:“Sizler de iklim değişikliğinin dünyamız üzerinde etkilerini azaltmak, farkındalık oluşturmak, sürdürülebilir ve yaşanabilir bir Kadıköy yaratmak için Kadıköy’ün İklim Elçisi olmak istiyorsanız başvuru formunu doldurarak ‘Kadıköy Belediyesi Bütüncül ve Katılımcı İklim Eylemi Projesi’ne destek olabilirsiniz”.
Kent yönetimi, kentlilere ulaşmak için kentli öncülere, aktivistlere muhtaç. Kentli yurttaşların irili ufaklı güneş enerjisi santralleri kurmaya ilgi göstermesinden söz ediyoruz, kooperatifler kurmasından söz ediyoruz. Bu atılım 10 yahut 50 kişinin bu değişime ikna edilmesi değil bir kaç yıl içinde diyelim 10 bin Y.E.S. (Yurttaşların Elektrik Santralleri) kurulması demektir. Özellikle ev, çatı imkanı olmayan 5 -10 bin kişinin yenilenebilir enerji kooperatif üyesi olması demektir. Kaloriferleri ya da tek tek radyatörleri ihtiyaç kadar çalıştıran termostatların 10 bin evde kullanılır olmasından, toplu taşımanın elektrikli araçlarla yapılmasından söz ediyoruz. Tıkanmış trafiğe arabayla girmeye alternatif ulaşım imkanları bulmaktan söz ediyoruz. Bu rakamlar 500 bin nüfusu olan bir ilçe için nedir ki?
Burada belirtmem gereken, iklim elçisi olan yurttaşların otonom örgütlenmesinin temel alınması gerektiğidir. Kendi kendini idare eden gönüllü grupların yaratıcılığı ve etkin çalışması bence en kıymetli öğedir. Böylesi gruplar birbirleriyle ve belediye ile daha verimli işbirliği yapacaklardır. Bu yurttaşları ben enerjik yurttaşlar olarak adlandırıyorum. Mahallelerde, okullarda, kurumlarda, siyasi partiler içinde, sitelerde, çarşılarda ve daha pek çok alanda böylesi çalışma gruplarının kendi aralarında işbirliği ve yarışma havası oluşacağını, bunun da iklim mücadelesine olumlu katkı yapacağını ve ana hattın ise belediye halk işbirliği olması gerektiğini düşünüyorum.
2016 yılında dünya elektrik üretiminin sadece % 2’si güneşten sağlanmıştı. 2030 yılına dek bunun % 13 ‘e ulaşması hedefleniyor. Yurttaş katılımı işte önümüzdeki yıllarda -tabii eğer iklim aktivistleri olarak en önce bizler üretici olup gereğini yaparsak- çok ciddi boyutlar kazanacak.
2017 yılı biterken tüm dünyada herhalde on milyonlarca yurttaş fotovoltaik elektrik üretimi yapıyor. Fotovoltaik panel fiyatlarında 2017 yılında da büyük düşüşler yaşandı ve artık güneşten elektrik elde etmekte yeni bir dönem, , öztüketimin hızla yaygınlaşacağı kendin üret kendin tüket dönemi başlamış bulunuyor. Çatılarda güneşten elektrik üretimi keseye uygun, örneğin kısmi öztüketimi mümkün kılan çözümlerle yaygınlaşacak, kooperatiflere ortak olacak yurttaşları çoğalacak.
Türkiye’de yurttaşların elektrik santrali Y.E.S. segmenti oluşmadı. Üretim fazlasını mahsubi sayaç ile şebekeye vermek ve yetmediğinde şebekeden çekmek (böylece depolama masrafından da kurtulmak) modeli lisanssız üretici kategorisinde değerlendirilmişti ancak mevzuat gereği, vatandaşın çatısına kuracağı 2 kwlik mütevazi bir santral için yerine getirilmesi gereken şartlar, 999 kW gücündeki fabrika çatısına yerleştirilmiş santral ile aynıydı. Firmalar da yurttaşlar da ilgi göstermediler.
Ancak şimdi santral kurulum maliyetlerindeki bariz düşüş ile birlikte öztüketimin gündem edilir olması, akıllı invertörler gibi teknik gelişmeler ve kooperatif mevzuatında iyileştirmeler yapılmış olması gibi faktörler yurttaşların elektrik santrali segmentinin oluşmasına imkan veriyor. Yeni yeni ortaya çıkmaya başlayan aktivist, Güneş Gönüllüsü grupların şimdi esaslı gayret göstermesi gerekiyor. Beri yanda lisanssız üretim yapmak isteyenlere 0-10 kW arası YES’ler için prosedürü son derece kolaylaştırıcı değişiklikler isteğinin hep gündemde olduğunu da belirtelim.
Yurttaşların Elektrik Santrallerinin kurulması için, bunun kendiliğinden yürüyen ve milyonlarca insana ulaşan bir hareket haline gelmesi için bu aktivist, gönüllü yurttaşlar ile belediyelerin işbirliklerine gerek var. Belediyelerin ve kent meclislerinin “topluluk temelli (halka dayalı)“ elektrik üretiminde yeri çok önemli. Aktivist yurttaşlar bir anlamda burada katalizatör rolü oynayacaklar.
Güneş Gönüllüsü ya da aynı hedefe işaret eden adlandırmalarla tanınan bu gruplar belediye ve kent meclisleri ile ve konuyla ilgili başka çevrelerle tanışmalı. Belediye tarafından karbon emisyonunu azaltma çalışmalarına davet edilmeli. Yurttaşlar bizzat oluşturdukları gruplarla katılırlarsa haliyle edilgin kalmayacak ve belediyeye partner olabilecek, yaratıcılıklarını gösterebileceklerdir.
Genellikle çatılara konuşlandırılan bireysel yahut kooperatiflerde realize edilen yurttaşların elektrik santralleri Y.E.S. segmentinin diğer ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de oluşması gerekiyor. Çatılarda kurulum için yurttaşlara kim nasıl yol gösterecek?
Başka ülkelerde iklim aktivistleri, nükleer karşıtları, termik santrallere karşı çıkan aktivistler işte çabalarının bir kısmını alternatif enerji üretiminin yurttaş eliyle gelişmesi çalışmasına ayırdılar. Türkiye’de iklim ve çevre aktivistlerini dışında demokratik meslek örgütleri aktivistleri, eğitimciler vb. duyarlı toplumsal kesimleri bu yapıcı çalışmayı kendi kurumlarında, sivil toplum kuruluşlarında yahut semtlerinde başlatmaya ve Güneş Gönüllüsü olmaya çağırıyorum.
Kadıköy “iklim elçilerini” arıyor!
Alper Öktem / Güneş Gönüllüsü
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…