Kurum; toplam 4 milyon 511 bin bağımsız bölümden oluşan 1 milyon 250 bin binanın incelendiğini, 520 bin bağımsız bölümden oluşan 164 bin 321 binanın yıkık, acil yıkılacak ve ağır hasarlı olarak tespit edildiğini söyledi.
Bakan Kurum’un açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:
Depremin üzerinden geçen 16 günde henüz milyonlarca ton enkaz atığının ortadan kaldırılmadığı ve depremzedelerin temel ihtiyaçlarının giderilemediği bir ortamda alınan hızlı inşaat kararları eleştirilere yol açıyor.
Uzmanlar deprem bölgesinde yapıların bir yıl içinde teslim edileceği vaadine karşı ilk günden itibaren uyarılar yapıyor.
Prof. Dr. Naci Görür sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada “Kentlerimizi depreme dirençli inşa etmeliyiz, deprem bölgesinde acele inşaat benzer acıları yaşatabilir” uyarısında bulunmuş, “Eğer prekast betonarme kullanmıyorsunuz bir süre o bölgede inşaatlarda beton dökmeyiniz zira çok sık küçüklü büyüklü artçı depremler oluyor. Bu depremler dökülen betonlarda küçük çatlak, kırık ve zafiyet oluşturur” demişti.
TMMOB‘ye bağlı tüm meslek odaları da aceleci bir şekilde yer seçimi kararının yapılmasının doğru olmadığı belirtti:
“Ancak, yaşananlardan ders alarak bu alanlar belirlenmeden önce acil yapılması gereken işlerin başında, deprem nedeniyle kullanılamaz hale gelen bölgedeki jeodezik ağ altyapısının güncellenmesi, yer kabuğu hareketleri nedeniyle metrelerce kayarak bozulmuş olan mülkiyet sınırlarının hızlı bir şekilde güncellenmesi, bölgenin hâlihazır ve kadastral haritalarının yenilenmesi gerekmektedir. Bölgede yer kabuğunda çökme ve yükselme hareketleri gözlenmekte ve hareketlilik devam etmektedir. Bu hareketlerin uydu ve yersel ölçme teknolojileriyle izlenerek planlama öncesi mutlaka dikkate alınması gerekmektedir. Bunlar yapılmadan doğrudan yer seçimi ve planlama çalışmalarına başlanması halinde, gelecekte teknik, hukuki ve sosyal sorunların meydana geleceği aşikârdır.”
Seçilen alanların tarım ve mera arazileri açısından durumu, meteorolojik olaylara karşı duyarlılığı-kırılganlığı, zemini, kentle olan ilişkisinin nasıl kurulacağı, su kaynaklarına yakın olup olmadığı gibi en temel gerekliliklerin bile yerine getirilip getirilmediği kamuoyuyla paylaşılmadı.
Meslek odaları, yaşanan afet sonrası teknik ve bilimsel birikimleri ile birlikte insan gücüne dayalı katkılar dâhil olmak üzere her türlü yardıma açık olunduğunun belirtildiği ve bu konuda işbirliği tekliflerini kamuoyuyla birçok kez paylaşılmış olmalarına rağmen gelinen noktada çağrılarının karşılık bulmamasının üzüntü verici olduğunu dile getirdi:
“Elbette depremde zarar görmüş olan ve çok zor koşullar altında yaşayan yurttaşlarımızın güvenli barınma olanaklarına kavuşmaları meslek odaları olarak bizlerin de isteği ve talebidir. Ancak bunun aceleci bir tavırla bilimi ve tekniği reddederek hem bölge halkının taleplerini hem de meslek odalarının birikimlerini dışlayarak yapılması bizler açısından kabul edilebilir değildir.”
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…