Fotoğraf: Servet Dilber / CAN Europe, 2018
Avrupa İklim Eylem Ağı (CAN Europe) tarafından hazırlanan ‘‘Kömüre Dayalı Enerji Politikasının Su Etkisi’’ bilgi notu Dünya Su Günü’nde yayımlandı.
22 Mart tarihi, 1993 yılında, Birleşmiş Milletler (BM) tarafından Dünya Su Günü olarak kabul edildi. O tarihten bu yana her yıl farklı bir su teması ile 22 Mart’ta su kaynaklarının önemi vurgulanıyor. Bu yılın teması “su ve sanitasyon krizini çözmek için değişimi hızlandırmak” olarak belirlendi.
Türkiye kişi başına düşen bin 544 metreküp kullanılabilir yıllık su miktarıyla su stresi (baskısı) yaşayan ülkeler arasında yer alıyor. 6 Şubat’ta yaşanan depremlerin ardından deprem bölgesinde hala pek çok temel insani ihtiyaca erişim sağlanamıyor. Bu insani krizde su ve sanitasyon da öne çıkan acil ihtiyaçlardan. Savaş, depremler gibi kriz süreçlerinde daha belirgin hale gelen su ihtiyacı, su varlıklarının ve su varlıklarını koruyacak planlama süreçlerinin önemini gösteriyor.
CAN Europe’un hazırladığı bilgi notu, yoğun su tüketimine neden olan kömürden elektrik üretim sürecinin su varlıkları üzerindeki etkilerine dair bilimsel verileri derliyor, Türkiye’de suyun yönetişimi hakkında bilgiler paylaşıyor ve politika önerileri sunuyor.
Bilgi notunda kömürün su etkilerine dair öne çıkan bazı bilgiler şöyle:
Bilgi notunda termik santraller kaynaklı su kirliliğine dair bir örnek olarak “Yeniköy Termik Santrali, Kül Depolama Sahası ve İkizköy Açık Kömür Ocaklarının Su Kaynaklarına Etkilerinin Değerlendirme Raporu” özeti de yer alıyor.
Jeoloji Mühendisi Hasan Kırmızıtaş tarafından hazırlanan rapor, Yeniköy Termik Santrali, bu santrale ait kül depolama sahası ve bu santrale kömürün sağlandığı İkizköy ve Sekköy kömür sahalarının etki alanındaki su kaynakları inceliyor.
Bilgi notunda özetlenen raporun çıktılarında Yeniköy santralinin düzenli kül depolama tesisi bulunmaması öne çıkıyor. İnceleme yapılan sahada derelerin kömür madenciliği ve kül depolama nedeniyle kirlendiği rapor tarafından tespit ediliyor.
Bilgi notunda, Türkiye’deki suyun yönetişimine dair sorunların temelinin bir su kanunu olmamasından kaynaklandığına dikkat çekiliyor. Tüm elektrik üretim süreçleri arasında suya en çok ihtiyaç duyan üretim şekli olan kömürden elektrik üretiminin, derinleşen iklim krizi ile birlikte Türkiye’de daha yoğun hissedilen su stresi ile birlikte değerlendirilmesi gerektiği belirtiliyor.
“Bu kömür ocakları kazılmaya başladığından beri sularımız kayboldu. Şu camiden çıkan su bütün köyün ovasını sulardı, bütün tarlaları. O kadar çok su vardı. Diktiğimiz sebzeleri, meyveleri, her şeyi… Millet evinde hazır su içiyor artık. Su azaldı, eskisi gibi bahçe eken yok. Kuyusu olan ekiyor; yoksa ekemiyor. Bunlar eğer oraları (maden için şirket tarafından satın alınmak istenen 93 parsel zeytinlik alanı) da kazarlarsa suyumuz temelli gidecek.” (CAN Europe, 2019).
Muğla Yatağan’ın Turgut köyünden Şerifan Hanım
“Arkada bir benim acı gölüm var. Güzelliğine dayanamazsın, zarafetine, ama külden oluştu, sülfürik asitli göl. Bir gün genç kızlar gelmiş girmişler bu göle, ‘Muhtar amca yandı ayaklarımız’ dediler.” (CAN Europe, 2019).
Yatağan’dan Kapubağ Muhtarı Kemalettin Bey
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…