Türkiye’deki hayvan hakları ihlâllerini izleyen ve raporlayan Hayvan Hakları İzleme Komitesi (HAKİM), geçtiğimiz günlerde yayınlanan Avrupa Birliği 2018 Türkiye Raporu’nu değerlendirdi ve raporda hayvan haklarına yer verilmemesini eleştirdi.
HAKİM Koordinatörü Veteriner Teknikeri Burak Özgüner, “AB ‘nin 2018 Türkiye Raporu, hayvan haklarını yok sayarak kaleme alınmış. Çünkü Türkiye’de hayvan haklarının yok sayıldığı gibi, AB ülkelerinde de hayvan hakları yok sayılıyor. Raporda hayvanlar, hakları olan canlılar olarak değil; birer hastalık odağı, tüketilecek birer nesne olarak yer alıyor. Hayvan hakları da en az insan hakları kadar önemli ve politik bir mesele” açıklamasında bulundu.
HAKİM Koordinatörü Özgüner, raporda sadece hayvan refahına dair düzenlemelere bir cümle ile yer verildiğini belirterek “Raporda, ülkemizdeki hayvan refahına ilişkin gelişmeler sadece bir cümle ile değerlendirilmiş. ‘Hayvan refahı’ teorisi, hayvanlara işkence edilmesinde, hayvanların öldürülmesinde hiçbir sakınca görmüyor. Bu teoride, hayvanlar öldürülürken ya da kullanılırken ‘insanî’ yöntemler kullanılması öneriliyor. Türkiye’deki hayvan hakları ihlâlleri incelendiğinde barınaklardan deney laboratuvarlarına, mezbahalardan süt ve yumurta çiftliklerine, hayvanat bahçelerinden hayvanlı sirklere ve yunus parklarına varana kadar, hayatın hemen hemen her alanında ciddi bir zulümle karşılaşıyoruz. AB raporunda, bunların hiçbirisinden bahsedilmemiş. Rapordaki değerlendirme, ‘Gıda Güvenliği, Veterinerlik ve Bitki Sağlığı Politikası’ başlığı altında yer alıyor. Bu, çok sorunlu bir yaklaşım, bu yaklaşım hayvanların haklarını yok sayıyor. AB de hayvanlara yönelik sistematik zulmü ve soykırımı destekliyor” dedi.
Hayvanların doğuştan gelen haklara sahip olduğuna dikkat çeken Özgüner, “Devletler, hayvanların doğuştan gelen haklara sahip olduğunu kabul ediyor ancak Türkiye’de olduğu gibi AB’de de hayvanların hakları, mevzuatla etkin bir şekilde güvence altına maalesef alınmıyor. Örneğin AB Anayasası’nda hayvanlar, ‘duygulu varlıklar’ olarak tanımlanıyor. Ancak, raporda böyle bir yaklaşım yok; bu rapor, AB Anayasası’nın da içini boşaltıyor. Zaten hayvan hakları bağlamında, AB’nin örnek alınacak pek bir yanı da yok. Hayvanlara merhamet değil, adalet ve özgürlük istiyoruz” diye konuştu.
Avrupa Birliği 2018 Türkiye Raporu’nun, hayvan hakları açısından hiçbir anlam taşımadığını ifade eden Özgüner, “Raporda hayvan refahına yer verilip hayvan hakları konusundaki sorunlardan ve mevzuat eksikliklerinden bahsedilmemesi ile, söz konusu raporun bizler açısından hiçbir anlamı kalmamıştır. Raporda bahsi geçen ‘hayvan refahı’ düzenlemelerinin varlığında hayvan haklarından bahsetmemiz mümkün değil. Dolayısıyla bu hâliyle rapor, hayvan hakları açısından sınıfta kalmıştır” açıklamasında bulundu.
“Gelecek yıl, Türkiye’nin özellikle:
– hayvan refahı ve hayvansal yan ürünlere ilişkin kuralların uyarlanması ve uygulanmasına yönelik daha fazla adım atması gerekmektedir.”
” Hayvan refahına ilişkin AB müktesebatının tam olarak uygulanması için ilave yapısal ve idari çalışma gerekmektedir. Zoonozlar konusunda ilerleme kaydedilmemiştir.”
(Yeşil Gazete)
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…