Kategoriler: Köşe Yazıları

Aslı(nda) bitmedi…

Yazar:
Şenay Boynudelik

Kapı gürültüyle kapandıktan sonra ardında bıraktığı tedirgin sessizlikte ürkmüş gölgeler gibi duruyor ona ait her şey. ‘Nereye gitti?‘ diye sorar gibi burnunun ucunu kitabın arasından uzatmış kurşun kalem. Yanyana raflarda dizilmiş kitaplar birbirlerine dayanmasınlar diye dağıtılmış, hangisinin daha suçlu olduğu anlamak için hoyratça karıştırıştırılmışlar.

Bu Ağustos gecesinde, ay odaya dolsun diye balkon kapısını açıp tülünü kenara çekmişti. Giderken balkon kapısını kapatmasına bile izin vermemişlerdi. ‘Onu neyle suçlayacaklar?’ diye fısıltıyla soruyordu rüzgar geceye. Gece ketumluğundan mıdır, korkaklığından mı bilinmez kuyu gibi sessizdi. Onu alıp götürenler belki de adını ilk kez duymuşlardı, alınacaklar listesindeki bir isimdi onlar için. Derdi neydi? Derdi, diğerlerinin yürüdüğü yolda yürümeyi reddetmekti, ayaklarını çamura gömmek istemiyordu. Başka bir dünya düşleyecek kadar suçluydu, üstelik hepimizi bu düşe davet ediyordu. Bu düşteki bütün çocukların adı “Barış”tı, kimsenin elleri kirli değildi bu düşte, bilmediğimiz yollarda düşmeden ilerleyebilmek için birbirimizin elini tutuyorduk, kekik kokusundan başka bir koku tanımıyordu bu dağlar, camın buğusunu silmiş birbirimizi görmüştük diğer yanda, gördüğümüz bizden başkası değildi. İçimiz rahatlamıştı, korkulacak bir şey yoktu, acının çetelesi tutulmayacaktı artık. Umut en kavi sözcüktü, dilimizde dolanıp duran.

Sonra biri hızlıca sarsıp omuzlarımızdan uyandırdı bizi. Hedefi belirli bir ok onu vurup hepimizi kanatmıştı. Şahdamarımıza dolan kin gürül gürül akıyordu düşüncelerimize. Korkularımız hakikate çelme takıp düşürecekti yine. Korkmuyorum demek yalan olurdu. Bu yazgının hiç değişmeyeceği korkusu büyüyordu içimizde. Sözcüklerin kaderiydi bu ükede kelepçe. Sözcükler özgür bırakılmadan birmizin sırtına kazıdığımız çarpılar silinmeyecekti.

‘’-El yakmadan yazılmaz.- Okuduğum, benimsediğim, bir alın yazısı gibi üstlendiğim edebi bir cümle… Zaman zaman, hatta çoğu zaman, ben unutsam da, çok eskiden yanmış, izlerini derinlere saklamış ellerimin yeniden, yeniden kurduğu cümle… ‘ diyordu Aslı Erdoğan. Aslında bitmemişti, O parmaklarını yaka yaka yazmaya devam edecekti.

 

Şenay Boyudelik

Paylaş
Yazar:
Şenay Boynudelik

Önceki Haberler

Bir çocuk, deprem ve TOKİ savaşı: Terk etmeyeceğiz!

Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…

11/02/2025

İklim örgütlerinden Türkiye’nin 2024 karnesi: Yetersiz ve çelişkilerle dolu

Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…

27/12/2024

Kanal İstanbul için rezerv alan ve imar planlarına yargı engeli

İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…

27/12/2024

Ağva plajına mahmuz darbesi

Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…

24/12/2024

Pirosmani: Bir sanatçı ardında ne bırakır?

Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…

16/12/2024

Batı Karadeniz Çevre Gönüllüleri Platformu kuruldu

Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…

15/12/2024