Kategoriler: Köşe Yazıları

Asıl adalet*

Yazar:
Yüksel Selek

7 Şubat, Hrant Dink Davası’nda 4 yıldır dokunulamayan devlet görevlileri hakkında soruşturma kararı verildi; 9 Şubat, Pınar Selek 3. kez aklandı ve 11 Şubat, Mısır halkının direnişi zaferle sonuçlandı. Bu üç sevincin art arda yaşandığı geçen hafta adalet adına, özgürlük adına içimiz sevinçle, umutla doldu, yüzümüz güldü. Ancak gülüşümüz de sevincimiz de yarımdı, kaygılıydı.

Ya Hırant’ı bile bile korumayan, valisinden emniyet müdürüne, 28 kamu görevlisi hakkında verilen soruşturma yine ‘iyi saatte olsunlar’a takılırsa? Ya Pınar Selek’i üçüncü kez aklamakta direnen, yargımızın yüz akı, 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararı, Yargıtay Yüksek Ceza Kurulu tarafından yine bozulursa? Ya Mısırda, “gitti Mubarek, geldi bir başka Mubarek” olursa?

Gerçekten de, boşuna kaygılanmadığımız Hrant ve Selek davaları bakımından hemen belli oldu. Pınar Selek davasının savcısı, mahkemenin beraat kararını, bozma talebiyle Yargıtay Yüksek Ceza Kurulu’na götürdü. Üstelik, Yüksek Yargı beraat kararını yine bozarsa, bu defa mahkemenin direnme hakkı bulunmuyor.

Diğer tarafta, Dink davasında savcının, AİHM’in kararına uyarak, kamu görevlileri hakkında soruşturma kararı vermesinin ertesi günü ilk uğursuz işaret geldi. İçişleri Bakanı Beşir Atalay basına, soruşturma yok, diye konuştu. Oysa savcı, soruşturmanın açıldığını duruşmada açıklamıştı. Karar, Ulusal Yargı Ağı Sistemi’ne, 2011/192 sayı ile kayıtlı bulunuyor.[i]

Ardından da basında, Bakan Atalay’ın ve soruşturulması gerekirken, Kamu Güvenliği Müsteşarlığı’na terfi ettirilen, eski İstanbul Valisi Muammer Güler’in, soruşturmayı açan savcıyla ilişkiye geçtikleri haberleri yer aldı. Önümüzdeki günlerde yargıya müdahale edilip edilmeyeceğini dikkatle izleyeceğiz.

*****

Geçen hafta, özgürlüğün verilmez alınır; adaletin gökten inmez, uğrunda mücadele edilerek sağlanır olduğu, 13 ve 4 yıldır süren iki hukuk mücadelesiyle bir kez daha doğrulandı ve biz, “Bu ülkede Yargıçlar var,” diye, başlık atmakta haklı olduğumuzu görüp umutlandık.

Bugün de, Pınar Selek’i mahkum etmekte, Hrant cinayetinin gerçek faillerini gizlemekte ısrar eden direnç odaklarına, “Boşuna uğraşmayın beyler, dünya değişti, değişiyor” demekte ısrarcıyız.

Çünkü, küresel köyümüzde artık hiçbir haksızlık, hukuksuzluk bir ülkenin iç işleri sayılmıyor. Bir yerde yaprak kıpırdasa tüm dünya duyuyor. İnsan hakları savunucuları sınır tanımıyorlar. Tıpkı sermayenin serbestçe dolaştığı gibi dolaşıyorlar.

Gerçekten de, insan hakları savunucuları 7 Şubat’ta, 9 Şubat’ta, yanı başımızdaydılar. Avrupa Birliği ülkelerinden 40 kişilik bir heyet, Hrant ve Selek duruşmalarını izlemek için buradaydılar. Aralarında, Alman yazar Günter Wallraf, Uluslararası PEN 2. Başkanı Eugene Schoulgin, Almanya Pen Başkanı Christa Schuenke, AB-Türkiye Karma Parlemento Komitesi Eş Başkanı Helene Flautre, Avrupa Parlamenteri Barbara Lochbihler vardı. Gelemeyenler de mesajlarıyla buradaydılar. Adliyenin önünde tek tek basına konuştular, dünyaya seslendiler, adalet istediler.

Hürriyet ve adalet tutkusu, eşitlik ve insanca yaşam ideali, küçülen dünyamızda, Nazımca söylersek, elini kolunu sallayarak, bir gelin gibi dolaşıyor. Tunus’ta, Mısır’da milyonları sokağa dökebiliyor, 30 yıllık diktatörleri devirebiliyor. Diliyoruz ki, Mısır halkının 18 gün direnerek kazandığı zafer, demokrasiyle, adil, hakça bir düzenle taçlanır.

Tunus’la başlayıp Mısır’la devam eden halk ayaklanmaları yeniden şekillenecek bir Ortadoğu’nun, Arap dünyasının habercisi olarak yorumlanıyor. Ayaklanmaların ne tür rejimlere evrileceği, 21. Yüzyıl’ın gelecek tasavvuru kadar belirsizlik taşısa da, belirli olan, bu sistemin böyle devam edemeyeceği ve halkların ekmek, adalet ve özgürlük ihtiyaçlarıdır.

Sözü, Ersin Salman dostumuzun “Pınar için, adalet için” gönderdiği bir şiirle bitirmek istiyorum.

*Asıl Adalet

İnsanlarda tek sıcak kanun

Üzümden şarap yapmaları

Kömürden ateş yapmaları

Öpücüklerden insan yapmalarıdır

İnsanlarda en güzel kanun

Suyu ışık yapmaları

Düşü gerçek yapmaları

Düşmanı kardeş yapmalarıdır

İnsanlarda tek zorlu kanun

Savaşlara yoksulluğa karşı

Kendilerini ayakta tutmaları

Ölüme karşı yaşamalarıdır

Hep var olan kanunlardır bunlar

Bir çocukcağızın ta yüreğinden başlar

Yayılır genişler uzar gider

Ta akla kadar

———–

Paul Eluard ( çeviri A. Kadir)

[i] Dilek Kurban, Radikal Gazetesi, 12.02.2011
Paylaş
Yazar:
Yüksel Selek

Önceki Haberler

Bir çocuk, deprem ve TOKİ savaşı: Terk etmeyeceğiz!

Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…

11/02/2025

İklim örgütlerinden Türkiye’nin 2024 karnesi: Yetersiz ve çelişkilerle dolu

Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…

27/12/2024

Kanal İstanbul için rezerv alan ve imar planlarına yargı engeli

İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…

27/12/2024

Ağva plajına mahmuz darbesi

Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…

24/12/2024

Pirosmani: Bir sanatçı ardında ne bırakır?

Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…

16/12/2024

Batı Karadeniz Çevre Gönüllüleri Platformu kuruldu

Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…

15/12/2024