Protestolar aylardır devam ediyor. Fotoğraf: Natalia Favre
Arjantin‘in kuzeyindeki Jujuy eyaletinde, çevresel ve sağlık etkileri nedeniyle topraklarında lityum madenciliği yapılmasına karşı çıkan Yerli gruplar aylardır sürdürdükleri protestolarla yüzyıllardır üzerinde yaşadıkları topraklara sahip çıkmaya çalışıyor.
Grubun sözcüsü Nati Machaca, lityum madenciliğinin yaşamları üzerindeki etkilerine değinerek “Toprağımız kuruyor ve suyumuz kirleniyor” diyor.
Jujuy, And Dağları‘nın Arjantin–Bolivya–Şili arasındaki sınırda yer alıyor ve en zengin lityum kaynaklarına sahip bölge olarak biliniyor.
Lityum, özellikle telefonlarda ve bilgisayarlarda kullanılan şarj edilebilir pillerin yapımı için çıkartılıyor. Bu metal, şarj edilebilir pil kullanan elektrikli otomobillerin giderek daha popüler hale gelmesiyle rağbet görüyor.
Arjantin dünyanın dört numaralı lityum üreticisi, ancak Jujuy’un bazı sakinleri hem sektörden faydalanamadıklarını hem de bunun sonucunda yaşam tarzlarının tehdit altında olduğunu söylüyor.
Lityum, ton başına yaklaşık iki milyon litre su kullanılarak çıkarılıyor. Çoğunlukla kırsal olan bu bölgede geçimini topraktan sağlayan ve sığır yetiştiren Nati Machaca gibi yerel halk da bunun toprağı kurutmasından ve suyu kirletmesinden korkuyor ve “Eğer bu böyle devam ederse, yakında açlıktan öleceğiz ve hastalanacağız” diye uyarıyor.
BBC’nin aktardığına göre, bölgede yaşayan 400’den fazla yerli grubun durumu, yüzyıllar boyunca yaşadıkları topraklara ilişkin yasal tapulara sahip olmaması nedeniyle karmaşıklaşıyor. Machaca da bu durumu yaşayanlardan biri ve zamanında büyükbabasının yanında işçi olarak çalıştığı toprak sahibinden satın aldığı bir arazi parçasında yaşıyor.
Satın alınan topraklar için hiçbir kanıtın olmadığını söyleyen Machaca yaşanan durumu “Bunların hepsi sözlü anlaşmalardı” diye açıklıyor. Kendisi ve toprak üzerindeki iddialarını destekleyecek hiçbir yasal belgesi olmayan diğer yerliler, Jujuy valisi Gerardo Morales tarafından Haziran ayında onaylanan tartışmalı anayasa reformu kapsamında yerlerinden atılma riskiyle karşı karşıya kalabilir.
Yeni anayasa aynı zamanda protesto hakkını da sınırlıyor ancak bu, lityum madenlerine giden yolları kapatan yerli toplulukları caydırmıyor.
Polis onları uzaklaştırmak için görevlendirilmiş durumda olsa da protestocular bunun kendilerini daha da birlik olmaya ittiğini ve kararlılıklarını pekiştirdiğini söylüyor.
Kuzey Arjantin’de toplamda 38 lityum madenciliği projesi bulunuyor ve bunların üçü hâlihazırda çalışır durumda bulunuyor. Bu bölgedeki lityumun büyük bir kısmı, lityum tuzlu su formundaki tuz düzlüklerinin altında yer alıyor.
Yer altı yataklarına ulaşmak için şirketlerin öncelikle sondaj yapması gerekiyor. Tuzlu su daha sonra yüzeydeki yapay havuzlara pompalanıyor, burada sıvının bir kısmının buharlaşmasına izin veriliyor ve ardından lityum bir dizi kimyasal işlemle çıkarılıyor.
Yerel topluluklar, hem sürecin gerektirdiği büyük miktardaki su hem de çıkarma işleminde kullanılan kimyasalların yol açabileceği hava ve su kirliliği nedeniyle lityum madenciliğinin çevre üzerindeki olumsuz etkisi hakkında uyarıyor.
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…