Bilim insanları, zararlı gazların atmosferik seviyelerinin, maddelerin aşamalı olarak kullanımdan kaldırılmasıyla tahminlerden beş yıl önce zirveye ulaştığını söylüyor.
Nature Climate Change dergisinde yayınlanan yeni bir çalışma atmosferdeki zararlı gazların beklenenden daha hızlı bir şekilde azaldığını ortaya koydu. Araştırmada yer alan bilim insanları, ozon tabakasını korumaya yönelik uluslararası çabaların “büyük bir küresel başarı” olduğunu söyledi.
1987’de imzalanan Montreal Protokolü, özellikle soğutma, iklimlendirme ve aerosol spreylerde bulunan ozon tabakasını incelten maddeleri aşamalı olarak ortadan kaldırmayı amaçlıyordu.
Yapılan araştırma, ozon tabakasına zarar veren gazlar olan hidrokloroflorokarbonların (HCFC’ler) atmosferik seviyelerinin 2021 yılında, tahminlerden beş yıl önce zirveye ulaştığını ortaya koydu.
AFP’nin aktardığına göre; çalışmanın başyazarı Bristol Üniversitesi‘nden Luke Western, araştırmaya ilişkin şu değerlendirmede bulundu:
“Bu büyük bir küresel başarı oldu. İşlerin doğru yönde ilerlediğini görüyoruz.”
En zararlı CFC’lerin kullanımı, Dünya‘daki yaşamı Güneş‘ten gelen zararlı ultraviyole ışınlarından koruyan kalkan olan ozon tabakasını korumak amacıyla 2010 yılına kadar aşamalı olarak durduruldu.
Bunların yerini alan HCFC kimyasallarının ise 2040 yılına kadar ortadan kaldırılması bekleniyor.
Nature Climate Change dergisinde yayınlanan çalışmada, Gelişmiş Küresel Atmosferik Gazlar Deneyi ve ABD Ulusal Atmosfer ve Okyanus İdaresi‘nden alınan veriler kullanılarak bu kirleticilerin atmosferdeki seviyeleri incelendi.
Western, HCFC’lerdeki keskin düşüşü Montreal Protokolü’nün etkisinin yanı sıra daha sıkı ulusal düzenlemelere ve endüstrinin bu kirleticilerin yasaklanacağı beklentisiyle yaptığı değişime bağladı.
Western, “Çevre politikası açısından, bu çevre anlaşmalarının uygun şekilde yürürlüğe girmesi ve uygun şekilde takip edilmesi halinde işe yarayabileceğine dair bir iyimserlik var” dedi.
Hem CFC’ler hem de HCFC’ler aynı zamanda güçlü sera gazları arasında bulunuyor, yani bu gazların azaltılmaları küresel ısınmaya karşı mücadeleye de yardımcı oluyor.
Western, CFC’lerin atmosferde yüzlerce yıl kalabildiğini, HCFC’lerin ise yaklaşık yirmi yıllık bir ömre sahip olduğunu söyledi.
Artık üretimde olmasalar bile, bu ürünlerin geçmişteki kullanımının ozonu yıllarca etkilemeye devam edeceği belirtiliyor.
Birleşmiş Milletler Çevre Programı 2023 yılında, ozon tabakasının 1980’lerde deliğin ilk kez tespit edilmesinden önceki seviyelere geri dönmesinin kırk yıl alabileceğini tahmin etmiştir.
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…