Kuzey Ege’nin önemli sulak alanlarından biri olan Akçay Sazlığı ve Sulak Alanı’na yapılmak istenen Organize Sanayi Bölgesi (OSB), bölge ekosistemi için bir tehdit oluşturuyor.
Balıkesir Belediyesi, 148 hektarlık sulak alan içerisinde yapılmak istenen OSB’nin temellerini atmak için dolgu, sıkıştırma ve arsa hazırlama çalışmalarına başladı.
Bu çalışmalara dayanak olarak ise 2017 yılında yapılan plan değişikliği ile bölgenin OSB alanı olarak tanımlanmış olması ve 2020 yılı başında alınan Belediye Meclisi kararı gösteriliyor.
Ancak Doğa Araştırmaları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Osman Erdem’e göre bu işlemler hukuka aykırı. Yeşil Gazete’ye açıklama yapan Erdem, Akçay sazlıklarının Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü tarafından sulak alan envanteri içerisine dahil edildiğini ve sınırlarının belirlendiğini söyledi.
Ancak bu çalışmaya rağmen bölgenin sulak olarak tescili henüz yapılmadı. OSB yapmak isteyenler ise tescilin yapılmamış olduğunu ve planlarda bölgenin OSB alanı olarak gözüktüğünü söylüyor.
Tescili henüz yapılmamış olsa da bölgenin korunması gerektiğini belirten Erdem, “1994 yılında taraf olduğumuz Ramsar Sözleşmesi var. Burada sulak alan tanımı net bir şekilde belirtiliyor. Aynı tanım ulusal mevzuatımızda, Çevre Kanunu’nda da var” dedi.
Ramsar Sözleşmesi’ne ve ulusal mevzuata göre sulak alanlar “Alçak gelgitte derinliği altı metreyi aşmayan, deniz suyu alanlarını da kapsamak üzere, doğal ya da yapay, sürekli ya da geçici, durgun ya da akar, tatlı, acı ya da tuzlu bütün sular ile bataklık, sazlık, ıslak çayırlar ve turbalıklarˮ olarak tanımlanıyor.
2002 yılında çıkarılan Sulak Alanların Korunması Yönetmeliği’nin de Türkiye’nin karasal sınırları ve kıta sahanlığı sınırları dahilinde yer alan tüm sulak alanların korunması, yönetimi ve geliştirilmesini ön gördüğünü belirten Osman Erdem, “Ulusal öneme sahip olması, tescilinin yapılmış olması veya olmaması hiç fark etmez” ifadelerini kullandı.
Çevre Kanunu’nun 9’uncu maddesine göre sulak alanların ekolojik karakterinin korunmasının esas olduğunu söyleyen Osman Erdem, “Siz burada sulak alana dolgu yaparsanız, kurutursanız, sıkıştırma işlemi yaparsanız, bir de üzerine OSB kurarsanız siz oranın ekolojik karakterini değiştirmiş olursunuz” dedi.
Ekoloji Birliği Eş Sözcüsü ve Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Süheyla Doğan ise Yeşil Gazete’ye yaptığı açıklamada Balıkesir Belediyesi’nin 2020 yılının başından itibaren sulak alanı doldurmaya başladığını söyledi.
Dolgu işlemi başladığında gerekçe gösterilen plan değişikliğine ve Belediye Meclisi kararına itiraz ettiklerini aktaran Doğan, “Burayı dolduramayacaklarını söyledik, bilgi istedik ve bu işlemin suç teşkil ettiğini söyledik. Yaptıkları işlem Sulak Alan Yönetmeliği’ne ve Çevre Kanunu’na aykırı. Ancak işlemi durdurmadılar” dedi.
Belediye’ye karşı suç duyurusunda bulunduklarını aktaran Süheyla Doğan, “Meclis Kurulu kararını iptal ettirmek için de dava açtık” bilgisini paylaştı. Davacılar arasında Doğa Araştırmaları Derneği, Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği, Edremit Çevre Sağlığı ve Doğayı Koruma ile Yeşil Düşünce Derneği bulunuyor.
Belediye’ye giderek bütün partileri dolaştıklarını ve aldıkları kararın iptalini istediklerini söyleyen Doğan, “Bu işlemlerin etkisinin araştırılması için CHP ve İYİ Parti tarafından önerge verildi. Ancak bu da bir sonraki komisyona havale edildi” dedi.
OSB için yapılan hazırlıkların bölge ekosistemi için tehlikeli olduğunu ifade eden Doğan, “Tam da kuşların üreme döneminde bu dolguyu yapmaya başladılar. Edremit Çayı’nda da belediye düzenleme yapıyor. Çayın içerisinden sazlıkları söküp oradaki çamuru dolgu için kullanıyorlar. Çayın kenarını taş ile kaplayıp ıslah çalışması yapıyorlar. Bunların hepsi hukuka aykırı” dedi.
Öte yandan bir kısmı sulak alan sınırları içerisinde kalan 377 dönümlük alanda da konut alanı yapmak için hazırlıklar başlamış durumda. Meclis’ten satış yetkisi almak için yetki istendiğini belirten Doğan, “Biz buna da itiraz ettik ancak yapılaşma için plan değişikliğinin önceden yapıldığını söylüyorlar” dedi ve şu ifadeleri kullandı:
Biz Akçay sulak alanının OSB dışında da tamamının yapılaşmaya kurban gideceğini düşünüyoruz ve bu konuda endişeliyiz. İstihdama karşı olduğumuzu söyleyerek bizi suçluyorlar ama biz OSB’ye değil yapıldığı yere karşıyız. Bölgeye faydalı bir proje diye bölgeye faydalı bir ekosistemin feda edilmesini istemiyoruz.
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…