Muğla İkizköy Akbelen Ormanı’nda Yeniköy Kemerköy Elektrik Üretim ve Ticaret AŞ’nin (YK Enerji) tarafından iki termik santrale kömür sağlamak için genişletilmek istenen kömür madeni sahasında Mart ayında yapılan bilirkişi keşfinin raporu, Muğla 1’inci İdare Mahkemesi‘ne sunuldu.
Uzmanların yazdığı raporda, kömür maden projesinin, ormana ve ekosisteme geri dönülmez zararlar vereceği bilimsel olarak ortaya koyuldu.
Oy birliği ile maden projesinin iptali yönünde görüş bildiren heyetten iki uzman ise, ‘enerji ihtiyacının karşılanması için kömür gereklidir’ görüşü bildirdi.
Öte yandan İkizköylülerin avukatı Arif Ali Cangı, mahkemenin, bütün bunlara rağmen uzmanlara “Madenden kömür çıkarılmasının gerekliliğine” dair soru sormasının kabul edilemez olduğunu söylüyor.
Av. Cangı, madenin hukuksuzluğuna dair ağırlıklı görüş veren bilirkişi raporunun bu kısmının dikkate alınarak, projenin devamını savunan iki uzmanın yanlış itirazlarına karşı dilekçe verdi.
Altı uzmanlık alanından dördünün, işlemin yaratacağı ekolojik yıkımı tespit ettiğine dikkat çeken Cangı, diğer iki uzmanlık alanının tespit ve değerlendirmelerine itiraz ettiği dilekçede, “Dört uzmanlığın projenin hukuka aykırılığını ortaya koymuş olmasının işlemin iptali için yeterli olduğu açıktır” dedi.
Dava çerçevesinde yapılan ilk bilirkişi keşfine itiraz edilmiş, bu yüzden keşif tekrarlanmıştı. İkinci keşfin hemen öncesinde zeytinlikleri madenlere açan yönetmelik gündeme gelmiş ve keşif, İkizköy direnişçilerinin protestolarıyla gerçekleşmişti.
Jeoloji, hidrojeoloji, orman ve çevre mühendisliği, biyoloji gibi disiplenlerden uzmanların hazırladığı 43 sayfalık raporda, madenin bulunduğu sahanın sahada ‘olumsuz etkilenecek olan orman alanının bulunup bulunmadığı, ekonomik ve sosyal risklerinin, çevresel etkilerinin neler olduğu’ sorusuna cevap verildi.
Bilirkişi heyetinden dört ayrı disiplinden uzman, yapılması planlanan madencilik faaliyetinin bölgenin doğasında, ekolojisinde yaratacağı yıkımlara dikkat çekti.
Açılacak kömür ocağının “Alanı ormansızlaştırmasının kaçınılmaz olacağını belirtirken, toprağın erozyona açık hale geleceği belirtilen raporda ayrıca, alanın yaban hayatının sürekliliği açısından ekolojik koridor olarak muhafaza edilmesi zaruriyetine dikkat çekildi.
Heyetteki orman mühendisi, proje alanın faaliyet sonrası rehabilite edilmesinin, ormancılık disiplini açısından ‘mümkün görünme’diği kanısına vardı.
Raporda, “Rehabilitasyon çalışmaları ile mevcut orman yapısının tekrar geri getirilmesinin mümkün olmadığı” da kaydedilerek, yok olan ormanlarının telafisinin olmadığına vurgu yapıldı.
Aynı şekilde, açık ocak kömür madencilik faaliyeti sırasında ocak alanının kömür rezervi boyunca genişleyeceği, alanın ormansızlaşacağı, ocak ile orman alanı arasındaki tarım alanlarının zarar göreceği, madencilik faaliyetleri nedeniyle önemli düzeyde toz emisyonunun oluşacağı sonucuna varıldı.
Gökova Körfezi’ne uzanan doğal ormanlık alanların maden faaliyetleri sebebiyle parçalandığını kaydeden bilirkişi, doğal alanlarla bağlantısı
devam eden söz konusu orman alanının bu habitat bütünlüğünün korunması açısından son derece önem arz ettiğini belirtti:
Bilhassa yörede çıkan orman yangınları, alanda ve yakın çevresinde bulunan hayvan türlerinin barınma, üreme ve beslenme faaliyetlerinin devamlılığı açısından bu doğal ormanları kullanıyor olmaları sebebiyle önem arz etmektedir.
Alanda yürütülecek maden faaliyeti sonucunda şüphesiz ki söz konusu orman ve içerisinde var olan ekosistem geri dönüşü olmayacak şekilde ortadan kalkacaktır.
Bu tespitten hareketle Türkiye’nin taraf olduğu sözleşme ve taahhütlere atıfta bulunulan dilekçede, “Türkiye, imzacı 100 ülke ile birlikte, 2030 yılına kadar ormansızlaşmayı ve arazi bozulmasını durdurmayı ve tersine çevirmeyi taahhüt etmiştir. Orman Mühendisi bilirkişinin tespitleri karşısında, Paris İklim Anlaşması göz önüne alındığında dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğu ve “Glasgow Liderlerinin Orman ve Arazi Kullanımı Bildirgesi” çerçevesinde Türkiye’nin uluslararası taahhütleri ile çeliştiği aşikardır” ifadeleri sunuldu.
Kömür rezervinin tabanında bulunan killi toprak yüzeye çıkarak zeminde geçirimsiz bir yapı oluşturacaği ve bunun, yağışların yeraltına sızmadığı için taşkınlara neden olabileceği tespiti yer aldı.
Rapora göre yapılan hafriyat çalışmaları ile oluşabilecek çatlak ve boşluk yapılardan yüzeye çıkabilecek yeraltı suyu boşalmaları da su baskınlarına neden olabilir.
İkizköy direnişinin avukatları, Çevre Hukuku’nun en temel ilkesi olan İhtiyat İlkesi’ne vurgu yaparak, kömür madeni projesinin iptali için hukuki mücadeleyi sürdürüyor.
1970’lerde ilk defa Almanya’da uygulanmaya başlanan bu ilke, bir faaliyetin çevre açısından olumsuz sonuçlar doğuracağı konusunda ciddi şüphenin olması halinde bilimsel olarak kesin kanıtlanması dahi beklenmeden önleyici tedbirlerin alınması anlamına geliyor.
Çevre, Biyoloji, Orman, Hidrojeoloji bilimi bakımından uygun olmadığı bilirkişilerce kanıtlanan projenin, “çıkarılacak madenin yakılacağı termik santralın yararlarına odaklanan jeoloji ve maden mühendisliği uzmanlıklarının aykırı görüşlerine rağmen hukuka aykırı olduğunu belirten avukatlar dilekçede şöyle yazdı:
“Dört bilirkişinin işlem konusu maden işletmesini olumsuz değerlendirmeleri, o projenin yasaklanması için yeter de artar bile. Zeytinliklerin varlığı tek başına işlemin hukuka aykırılığının gerekçesi olarak kabul
edilmelidir.
Bu sebeple, öncelikle bilirkişi raporunda bilirkişilerin dördü tarafından hukuka aykırılığı ortaya konduğundan, tekrar değerlendirilmek üzere verilen Yürütmenin Durdurulması kararının devamı ve dava konusu işlemin tümüyle iptali yönünde karar verilmesi için mevcut bilirkişi raporu yeterlidir.”
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…