Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Adil yargılanma talebiyle 212 gündür ölüm orucunda olan tutuklu avukat Aytaç Ünsal için yapılan tedbir talepli başvuruyu reddetti.
Öte yandan kararda devletin Ünsal’ın bağımsız hekim talebini göz önünde bulundurması gerektiği belirtildi.
Sonucu sosyal medyadan duyuran Çağdaş Hukukçular Derneği yaptığı açıklamada “Mahkeme Ebru’nun yaşamını yitirdiğini bilmesine rağmen Aytaç için yapılan başvuruyu reddetti” dedi. Açıklama devamında şunlar söylendi:
Mahkemeye sunulan hastane ve Tabipler Birliği raporları pandeminin yarattığı ek riskleri ve mahpus koğuşunun negatif etkilerini tanımlamasına rağmen mahkeme ilgili belgelere değinmeksizin, Aytaç ile ilgili yakın bir tehlike olmadığı gerekçesi ile ret kararı verdi.
Ebru’nun yaşamını yitirmesinden hemen önce Anayasa Mahkemesi de yakın bir tehlike olmadığını söylemişti. Bu aşamadan sonra Aytaç ile ilgili yaşanabilecek olumsuz bir sonucun sorumluluğu, gereğini yerine getirmeyen tüm yargı makamlarındadır.
Bianet’ten Ayça Söylemez’in haberine göre Ünsal’ın annesi ve aynı zamanda avukatı Nermin Ünsal oğlunun artık çok zor yürüdüğünü, uyuyamadığını söyledi:
Ağrıları arttı, ağrıdan uyuyamıyor. Yarım saat uyusa 3 saat uyanık kalıyor. Ağzında yaralar başladı, elleri uyuşuyor. Ayağa kalktığında ayak parmaklarının kesilip tuza bastırılmış gibi acıdığını söylüyor. Yürümekte güçlük çekiyor. Ses, ışık, koku duyarlılığı arttı. Hızla ölüme doğru yol alıyor, onu yaşatmak istiyorsak somut bir adım atılmalı. Yetkililere sesleniyorum bu ölümü durdurun.
Tutulduğu Kanuni Sultan Süleyman Eğitim Araştırma Hastanesi’nden 7 doktorun imzası bulunan heyet raporunda da Ünsal’ın bağışıklık sisteminin çöktüğü, hastanede kalmasının riskli olduğu ve tedaviyi kabul etmediği için taburcu edilmesi gerektiği ifade edilmişti:
Hastanın mevcut tıbbi durumu sebebiyle bağışıklık sisteminin ileri derecede zayıf olması ve hastanın uzun süre hastanede yatırılmasının SARS-CoV2 [Covid-19] salgını ve diğer hastane enfeksiyonları açısından risk taşımaktadır.
Ulusal ve ülkemizin de taraf olduğu uluslararası sözleşmeler gereği akıl sağlığı yerinde olan bireyin kendi isteği dışında ve onamı olmadan kişiye herhangi bir tıbbi müdahalede bulunulmayacağı ilkesi uyarınca, hastanın tedavi reddi sebebiyle hastanede yatışı ile hastane dışında bulunmasının tıbbi açıdan bir fark yaratmayacağı da gözönünde tutularak, hastanın kendi isteğiyle taburcu edilmesinin uygun olacağı değerlendirilmiştir.
5 Ağustos tarihli bu rapor İl Sağlık Müdürlüğüne gönderildi. Nermin Ünsal, İl Sağlık Müdürlüğünün bu raporu mahkemeye göndermek için günlerce beklettiğini, ancak 21 Ağustos’ta İstanbul 37’inci Ağır Ceza Mahkemesine gönderdiğini ifade etti.
Mahkemenin raporu Yargıtay’a yönlendirildiğini belirten Avukat Nermin Ünsal, dosyanın 7 aydır Yargıtay’da olduğunu, 1 Haziran’da da incelemeye alındığını ekledi ancak 3 aydır bir karar çıkmadığını söyledi.
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…