ABD‘de yapılan bir kamuoyu araştırması, ülkede gelecek kasımda yapılacak olan seçimler öncesinde vatandaşın küresel ısınmayla ilgili hassasiyetlerin önceye göre daha büyük yer tuttuğunu ortaya koydu.
Mayıs ayı itibarıyla 999 yetişkin ile görüşülerek yapılan anket, 23 yıldır yapılagelen bir anket serisinin sonuncusu. Veriler, ülkenin pek çok ulusal ve küresel ölçekli krizle boğuşmasına rağmen küresel ısınmayla ilgili harekete geçme yönündeki istekte azalma olmadığını ortaya koyuyor. Kamuoyunun yüzde 68’inin hükümetin küresel ısınmaya karşı adım atmasını desteklediğini gösteren bir önceki anket ile son araştırmanın oranında bir gerileme kaydedilmedi.
Standford Üniversitesi‘nden, projenin yürütücüsü Jon A. Krosnick bu durumu “İnsanlar sakız çiğnerken yürüyebilir” sözleriyle yorumluyor.
Her ne kadar ABD’nin baş etmeye çalıştığı krizler (koronavirüse bağlı artan ölümler, ekonomik krizler, karantina, günlük yaşamın bitmeyen stresi) içinde iklim değişikliği bazılarına “lüks” bir endişe gibi görünse de, sonuçlar bu konudaki endişenin, diğerlerinin aksine süreğen olduğunu gösteriyor.
Krosnick’e göre anketin en can alıcı noktası, iklim krizini toplumsal bir mesele olarak tanımlayan kişilerin sayısındaki artış. Bu, lobilere bağışlar, yasama üyelerine e-postalar gönderen ve elbette oy veren kişilerin iklim kriziyle mücadele konusunda angajmanının artması anlamına geliyor. 2015’teki ve 2020’deki sonuçların mukayesesi, bu konuda hassas olan grubun oranının yüzde 13 seviyesinden yüzde 25’e yükselmiş olduğunu ortaya koyuyor.
Çalışmayı aktaran NY Times, bu durumun Demokratların elini güçlendirdiği yorumunda bulunuyor ve Joseph R. Biden Jr‘a iklim aktivistlerinden yapılan bağışları hatırlatıyor.
Ankete göre iklim değişikliğinden daha fazla rahatsızlığına yol açan tek başlık yüzde 31’le kürtaj konusu. Silahlanma ve idam cezasıyla ilgili endişeler ise sırasıyla yüzde 17 ve yüzde 14 ile iklim değişikliğinin ardından geliyor.
“Bu oranı asla tahmin etmezdim” diyen Krosnick’e göre, sonuçların ardında Trump’ın iklim bilimcilerin ve hükümetin, krizle mücadelenin altını oyan politikalarının olabileceği görüşünde.
Demokratların iklim değişikliği konusunda kendilerine meyleden hatırı sayılır bir kitleyi ardına almış olduğunu belirten Krosnick, bu kitlenin önemini seçimlerde kendini gösterebileceğini söylüyor.
Gazete, bu endişelerin doğrudan oylamaya yansıyacağının varsayılamayacağı şerhini düşse de NYU Hukuk Fakültesi‘nden Myrna Perez‘in, çevre savuncularının seçmeni konsolide etmek adına seçim öncesi kampanyalarda ön saflarda yer aldığı yolundaki şu tespitine yer veriyor:
Çevre savunucusu gruplar, oylar özgür, adil ve erişilebilir olmadığı sürece kendi gündemlerinin hayata geçirilemeyeceğinin farkında. Demokrasimiz temsilde kusurlu ve tek elde toplanmış oldukça reformlar genellikle yapılamaz. Çevre grupları bunu iyi biliyor.
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…