Her yıl mühendislik alanındaki önemli başarıları tanımak ve bu alandaki yenilikleri teşvik etmek amacıyla Birleşik Krallık’ta verilen Kraliçe Elizabeth Mühendislik Ödülü (QEPrize), bu sene rüzgar enerjisi teknolojisinde çığır açan katkılarından dolayı Danimarka‘dan Henrik Stiesdal ve Britanya‘dan Andrew Garrad CBE‘ye verildi.
Kraliçe Elizabeth Mühendislik Ödülü Vakfı tarafından verilen ödül, on iki yıldır insanlığa küresel fayda sağlayan önemli yeniliklerden sorumlu mühendislere veriliyor. 500 bin sterlinlik (yaklaşık 19 milyon 370 bin TL’lik) 2024 Kraliçe Elizabeth Mühendislik Ödülü’ne layık görülen Stiesdal ve Garrad, rüzgar türbinlerinin tasarımı, üretimi ve kullanılmasında kaydettikleri ilerlemelerle bu prestijli ödülün sahibi oldu. İkilinin sağladığı yeniliklerin, rüzgar enerjisini küresel elektrik üretiminin vazgeçilmez bir parçası haline getirdiği ifade ediliyor.
Kraliçe Elizabeth Mühendislik Ödülü, geçen yıl da güneş enerjisinin öncüsü olan isimlere verilmişti.
Kraliçe Elizabeth Mühendislik Vakfı Başkanı John Browne, yıllar içinde rüzgar enerjisi hakkındaki algının nasıl değiştiğini ve bu iki öncünün bu değişimde nasıl önemli bir rol oynadığını belirtti.
BBC‘nin aktardığına göre Stiesdal ve Garrad, 1970’lerde enerji maliyetleri ve çevresel etkiler hakkında artan endişelerle rüzgar enerjisi arayışlarına başlamıştı. Stiesdal’ın ‘Danimarka konsepti’ adı verilen tasarımı, verimli ve dayanıklı türbinlerin temelini attı. Garrad ise, türbin tasarımlarının başarılı bir şekilde nasıl çalışacağını belirlemek için kapsamlı bir yazılım geliştirdi ve sektörün hızlı finansal büyümesini destekledi.
Henrik Stiesdal, rüzgar türbinlerinin ilk tasarım ilkelerini belirleyerek dünyanın ilk açık deniz rüzgar çiftliğinin kurulumuna öncülük etti. Bu yenilikçi çalışma, rüzgar türbinlerinin tasarım ve üretimindeki ilerlemelerin temelini attı ve bu alanda devrim yarattı. Andrew Garrad ise, türbin ve rüzgar çiftliklerinin tasarımlarını optimize eden ve onaylayan bilgisayar modelleri geliştirerek rüzgar enerjisi sektörünün finansal büyümesini ve teknolojik ilerlemesini destekledi.
Stiesdal’ın ‘Danimarka konsepti’ adı verilen tasarımı, sağlam ve verimli türbinler için temel parametreleri belirledi. Bu tasarım, 1991 yılında Vindeby‘de kurulan dünyanın ilk deniz üstü rüzgar çiftliğinde kullanıldı. İlk türbinler, 17 metrelik kanatlar ve 450 kW üretebilen türbin rotorlarına sahipti ve bu türbinler, binlerce evi besleyebilecek kapasitedeydi.
Otuz yıldan fazla süren teknolojik ilerlemenin ardından, günümüzde 120 metre kanat genişliğine ve 16 MW kapasiteye ulaşan türbinler geliştirildi ve bu türbinler bugün Danimarka’da on binlerce evi besleyebilecek güce sahip.
Stiesdal ve Garrad’ın yaptığı yenilikler sayesinde, rüzgar enerjisi, küresel enerji karışımında önemli bir rol oynamaya başladı. Bugün Avrupa‘da elektrik üretiminin yüzde 18’inden fazlası rüzgar enerjisinden sağlanıyor. Uzmanlar, yüzen türbinlerdeki yenilikler sayesinde, rüzgar çiftliklerinin daha derin sulara ulaşabileceğini ve türbin kanatlarının daha da uzayacağını öngörüyor.
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…