Atmosferdeki karbondioksit gazının okyanusa karışmasının neden olduğu okyanus asitlenmesi, deniz yaşamının yapısı ve işlevi için önemli bir tehdit.
New Phytologist‘te yayınlanan bir çalışmada, araştırmacılar okyanus asitlenmesinin diatom adı verilen fitoplanktonların (sudaki besin zinciri için kritik olan tek hücreli bitkiler) enerji depolaması üzerindeki farklı etkilerini ortaya çıkardı.
Çalışma, karbondioksite maruz kalan bir Antarktika fitoplankton topluluğundan gelen diatomlara odaklandı. Bazı diatomlar, yüksek karbondioksit seviyelerindeki proteinlere yönelik uyum gösterirken, diğerleri hem lipid hem de protein depolamasını artırdı.
phys.org‘da yayımlanan habere göre, karbondioksit seviyelerinin canlılardaki etkisini incelemek, iklim krizine karşı fitoplankton tepkilerinin dünya okyanuslarındaki besin ağı dinamikleri üzerinde nasıl katmanlı etkilere sahip olabileceğini ortaya çıkarabilir.
Araştırmayı yapan Sidney Teknoloji Üniversitesi‘nde Doç. Dr. Katherina Petrou, çalışma bulgularıyla ilgili, “Bugüne kadar okyanus asitlenmesinin fitoplanktonun besin değerini nasıl etkileyeceği hakkında çok az şey biliyoruz. Çalışmamız asitlenmiş koşullara maruz kalan diatom türlerinin fazla enerjiyi benzersiz şekillerde depolama şeklini değiştirdiğini gösterdi” dedi.
Doç. Dr. Petrou, deniz ekosistemlerinin üretkenliğinin etkileneceği uyarısında bulundu ve şunları söyledi:
Çalışmamız, okyanus asitlenmesinin besin ağının tabanında mevcut olan canlı türünü etkileyeceğini ve bu da nihayetinde deniz ekosistemlerimizin üretkenliğini etkileyebileceğini gösteriyor.”
Okyanus asitlenmesi, atmosferdeki karbonu giderek daha fazla soğuran okyanusların daha da asidik hale gelmesiyle oluşan bir fenomen. Atmosferdeki karbon miktarı, insan faaliyetleriyle artıyor. Son 200 yılda toplam emisyonların yaklaşık yüzde 30’u okyanuslar tarafından yutuldu. Günümüzde deniz sularının her yıl soğurduğu karbon miktarı yüzde 25 civarında.
Okyanus asitlenmesi, deniz sularının atmosferden emdiği karbondioksitle tepkimeye girmesiyle meydana geliyor. Bunun sonucu olarak daha fazla asidite artırıcı kimyasal açığa çıkıyor ve deniz organizmalarının varlıklarını sürdürebilmek için ihtiyaç duyduğu kalsiyum gibi önemli mineraller azalıyor.
Okyanusların milyonlarca yıldır oldukça istikrarlı olan ortalama yüzey asiditesi, son son 150 yılda yaklaşık yüzde 26 oranında arttı. Laboratoire d’Océanographie de Villefranche, CNRS ve Sorbonne Üniversitesi’nin Araştırma Direktörü Dr. Jean-Pierre Gattuso, 1950’lere kadar çok yavaş seyreden asitlenme oranının sonradan hız kazandığına dikkat çekerek, “Asitlenmenin ana nedeni insan faaliyetleriyle oluşan karbon emisyonları olduğu için, gelecek projeksiyonları bunların seviyesine bağlı. Hiçbir şey olmamış gibi devam edilirse, okyanus asitlenmesi 2100’e kadar bir yüzde 150 daha artar” diyor.
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…