Dünya Doğayı Koruma Vakfı, (WWF) Almanya halkının beslenme alışkanlığının bıraktığı ekolojik ayak izini ortaya koyan “Gelecek tabaklarımızda yatıyor” isimli araştırmasının sonucunda hem ekoloji hem de sağlık için hayvan eti tüketiminin azaltılması gerektiğine vurgu yaptı.
Çarşamba günü Berlin‘de açıklanan araştırmanın raportörü Tanja Dräger de Teran da “Beslenme alışkanlıklarımız gezegen açısından en üst seviyede belirleyici” ifadelerini kullandı.
Dünya genelinde yaşanabilir alanların yaklaşık üçte birinde tarımsal faaliyet yürütülürken, bu durum biyolojik çeşitlilik kaybının yüzde 70’ine, ormanların yok olmasının ise yüzde 80’ine neden oluyor.
Ayrıca, küresel ısınmanın başlıca sebeplerinden biri kabul edilen sera gazının yüzde 21-37’si ise beslenme alışkanlıklarıyla ilgili olduğu belirtiliyor.
WWF tarafından hazırlanan raporda beslenme alışkanlıklarıyla ilgili, “Beslenme alışkanlığımızı değiştirmediğimiz sürece, etkili bir iklim koruma siyaseti ve Paris İklim Zirvesi hedeflerini tutturmak mümkün değil” denildi.
Araştırmaya göre, daha fazla sebze ve meyvenin tüketilmesi beslenmeye bağlı sera gazı emisyonlarını ve doğal alanların tüketimini önemli ölçüde azaltacak.
Rapordaki bir diğer bilgi de, günümüzde kişi başına düşen ortalama tarım alanı 2 bin metrekare. 2050 yılında, hem dünya nüfusunun artması hem de iklim krizi sebebiyle bu oranın bin 700 metrekareye düşmesi bekleniyor.
Raporu hazırlayan uzmanlar, beslenme alışkanlıklarıyla ilgili şu oranları paylaştı:
Bugünkü beslenme alışkanlıklarımız, sahip olduğumuz tarım alanının neredeyse tamamını gıda üretimine ayırmamızı zorunlu kılıyor. Bu alanların yüzde 75’i sadece et, süt ve yumurta gibi hayvansal besinlerin üretimi için kullanılıyor.”
Uzmanlara göre, söz konusu bu oranlar oldukça yüksek.
Mevcut tarım alanlarında, enerji üretiminde, tekstilde, ilaç sanayisinde, organik bazlı plastik yapımında kullanılacak bitkileri de yetiştirmeye ihtiyaç olduğu, temeli petrole dayanan ham maddelerden uzaklaşmak için bunun bir mecburiyet olduğu kaydedildi.
Raporda hayvan yemlerine de dikkat çekilirken, “Hayvan yemlerine katılan soya, tarımsal faaliyetler nedeniyle ortaya çıkan sera gazı emisyonlarının açık ara birinci sebebi” ifadeleri kullanıldı.
Rapor, tüketilen soyanın büyük bir kısmının Brezilya’da üretildiği ve bunun için de yağmur ormanlarının yok edildiğini açıklarken, bu ürün hayvanlardan insanlara bulaşan HIV, Sars, Ebola ve Covid-19 gibi hastalıkların ortaya çıkması için bir risk oluşturuyor.
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…