Dört senedir kitaplığımda “var olduktan” ve bu süre zarfında bir okuma denemesinin başarısız olması sonucunda varlığı unutulan “Bulantı”’yı bahara girdiğimiz bugünlerde bitirdim. Bazı kitapların okunmak için okuyucunun olgunlaşmasını beklemesi gerekiyor. Hiç aklımda yokken uzanıp aldım kitabı kitaplıktan bir öğle vakti, koltuğa uzandım ve bir daha bırakamadım elimden; birlikte odalarda dolaştık, kafelere gittik, bir bankta oturup baharın kokusunu içimize çektik. “Bulantı” için doğru zamanın aylak gezdiğim bir haftaya denk gelmesi, Antoine Roquentin ile aynı yaşta olmamız kitabın ve yazarın “serüvenine” daha derinden dahil olmama neden oldu üstelik.
Şimdi kitap bitti, tatil bitti ancak bulantı bitmedi…
Varoluşun tek nedenini bu hayata gelmek olarak açıklayan yazarın var olmaktan kaçamadığımızı anlatırken aşka özel bir değer vermesi korktuğumu başıma getirmedi. “Tam bir hafta sonra Anny’yi görmeye gideceğim” dediği bir Perşembe gününden sonra Roquentin ile birlikte günleri saydım. Ve nihayet o gün geldiğinde onu bıraktığı gibi bulacak mı diye meraklandım. “Anny birden öyle sevgiyle gülümsüyor ki, ağlayacak gibi oluyorum” dediğinde ben de duygulandım.
Kitabı bitirir bitirmez yeniden okumaya başladıktan ve gelecekteki kısa göz atmalar için bazı cümlelerin altını çizdikten sonra bırakıyorum kitabı. Sartre’ın istediği gibi onu düşünüyorum şimdi, 76 yıl önce yazarken bu kitabı ne yerdi ne içerdi hangi kafelere giderdi? Ne çeşit dertleri vardı? diye ve bir de şunu: ağaçlar, bir su birikintisi, tramvaydaki kırmızı banket gibi sadece varoluşu kabul ederek, bu varoluşa büyük anlamlar yüklemeye çalışmayarak ve görmezden gelmeyerek sadece yaşamak mı gerekiyor?
“Bulantı”’ya başladığınızda (bence bütün kitaplar için geçerli) devam edemeyeceğinizi anlıyorsanız bırakın. Günün birinde o sizi çağıracaktır ya da hayat doğru zamanı bulmanızı sağlayacaktır.
Bulantı
Orjinal isim: La Nausee
Jean-Paul Sartre
Can yayınları
Çeviren: Selahattin Hilav
264 sayfa
* Bulantı, sayfa 182
(Yeşil Gazete)
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…