WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı), sulak alan ekosistemleri hakkında farkındalık yaratmak amacıyla her yıl 2 Şubat’ta kutlanan Dünya Sulak Alanlar Günü dolayısıyla sulak alanların önemine ve bu alanlarda yaşanan biyolojik çeşitlilik kaybına dikkat çekti.
Dünyadaki tüm bitki ve hayvan türlerinin %40’ı, kimi tatlı, kimi tuzlu veya yarı-tuzlu, kimi acı sulara sahip deltalar, lagünler, bataklıklar, göller ve sazlıklar gibi sulak alanlarda yaşıyor ya da üremek için sulak alanları kullanıyor. Yeryüzünün en zengin ve üretken ekosistemleri olan sulak alanlar, kendine özgü doğal yapıları ile sudaki kirliliği azaltıyor, karbon tutuyor, suyun akışını düzenleyerek insanı taşkın, sel, fırtına gibi doğal afetlerden korurken geçim kaynaklarına ve beslenmesine katkı sağlayarak her yıl dünya genelinde milyarlarca dolara eşdeğer ekosistem hizmeti sunuyor.
Ancak bu kıymetli hazine önemli bir kayıp süreciyle karşı karşıya. Ramsar Sekreteryası’nın 2018 yılında yayımladığı Global Wetland Outlook verilerine göre yapılaşma, kirlilik, kurutma, aşırı kullanım gibi çeşitli sorunlar nedeniyle son 300 yılda, dünyadaki sulak alanların %87’si, 1970’ten bu yana ise %35’i yok oldu.
Türkiye’de de 1960’lardan bu yana, sulak alanların yarısı ekosistem özelliklerini kaybetti. WWF’in Yaşayan Gezegen Raporu’na göre, 1970-2012 yılları arasında omurgalı canlı popülasyonlarında yaşanan en büyük azalma %81 ile sulak alan türlerinde meydana geldi ve bunların %25’i şu an yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Küresel iklim değişikliği ve istilacı türler de bu süreci tetikliyor.
Sulak alanları koruyarak yaşanan kaybı durdurmak için son 30 yıl içerisinde çeşitli adımlar atıldı. Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi, Ramsar Sözleşmesi gibi çeşitli uluslararası sözleşmeler imzalandı, ulusal eylem planları hazırlandı, komiteler kuruldu. Ancak bugüne kadar atılan adımlar ne yazık ki sulak alan ve biyolojik çeşitlilik kaybını bir miktar frenlemiş olsa da tamamen durdurmaya yetmedi. WWF-Türkiye’ye göre, sulak alanların korunması için acilen şu adımların atılması gerekiyor:
WWF-Türkiye Doğa Koruma Direktörü Dr. Sedat Kalem, Dünya Sulak Alanlar Günü sebebiyle yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Mevcut gidişatı tersine çevirerek sulak alanlardaki biyoçeşitlilik kaybını durdurmak ve bu alanların gelecek kuşaklara sağlıklı bir şekilde ulaşmasını sağlamak için, önümüzdeki 10 yılı çok iyi değerlendirmemiz gerekiyor. Gelin bugüne kadar yapamadıklarımızı gerçekleştirmek adına kamu idaresi, özel sektörü ve bireyleriyle hepimiz bir araya gelelim ve doğa ve insan için ‘yeni bir başlangıç’ yapalım. Sanayide hızla temiz üretime geçelim, sulak alanlarda akılcı yönetimi hayata geçirelim, bu değerli alanların en iyi şekilde korunmasından taviz vermeyelim, hatta kaybetmekte olduğumuz sulak alanları geri kazanmak için şimdiden restorasyon çalışmalarına başlayalım; çünkü doğa için iyi olan insan için de iyidir.”
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…