350.org Türkiye’nin 24 yerel yönetimi mercek altına alan “İklim İçin Kentler: İzleme & Değerlendirme Raporu” yayınlandı.
Rapor, Aralık 2019’da Boğaziçi Üniversitesi’nde gerçekleşen İklim İçin Biz Varız deklarasyonuna imza atarak iklim krizine karşı somut adımlar atmayı taahhüt eden 6 büyükşehir belediyesi, 4 il belediyesi ve 14 ilçe belediyesinin gerçekleştirdikleri iklim eylemlerine odaklanıyor.
İklim İçin Biz Varız deklarasyonuna imza atan yerel yönetimler şöyle:
İzleme ve değerlendirme raporunda yerel yönetimlerin gerçekleştirdikleri azaltım ve uyum eylemlerinde öne çıkanların derlenmesinin yanı sıra belediyelerin yaşadığı zorluklar ve engeller değerlendiriliyor.
Doğa temelli çözümler, dönüştürücü uyum gibi dünyadaki farklı kentlerin alternatif arayışları ile kentsel adil iyileşme vizyonu raporda gündeme getirilen diğer konuları oluşturuyor.
Rapor, yerel yönetimlerin iklim değişikliğiyle mücadeleye yönelik icraatlarının krizin aciliyetine cevap verecek nitel ve nicel düzeyin gerisinde kaldığının altını çiziyor.
Bu raporun hazırlanma sürecinde 24 yerel yönetim temsilcisiyle gerçekleştirilen görüşmelerde Covid 19 pandemisi, iklim kriziyle mücadeleyi sekteye uğratan önemli bir unsur olarak öne çıkıyor.
Öte yandan belediyelerin dikey ve bürokratik bir idari yapıya sahip olması, kapasite yetersizliği, birimler arası koordinasyon ve eşgüdümün sağlanamaması, katılımcılık mekanizmalarının yeterince işletilememesi gibi yapısal sorunlar yerel yönetimlerin hedefleri yüksek iklim eylemlerini gerçekleştirmeleri önündeki en büyük engeli oluşturuyor.
Yerel yönetimler iklim eylemine yönelik olarak her ne kadar bazı iyileşmeleri ve düzenlemeleri hayata geçirmeye başlasalar da, karşılaştıkları sorunlar eylemlerin hızının ve kapsamının yeterli seviyede olmasını engelliyor.
Raporun yazarı Baran Alp Uncu, iklim krizi çağında kentlerin aşırı hava olaylarına ve afetlere karşı gün geçtikçe daha fazla kırılganlaştığını belirtiyor, adil iyileşme programlarının önemine değindi:
“Her ne kadar raporda 24 yerel yönetime odaklanıyor olsak da, altını çizdiğimiz zorlukları ve engelleri Türkiye’deki tüm belediyeler yaşıyor. İklim kriziyle gerçekten mücadele edeceksek öncelikle yerel yönetimlerin önündeki yapısal engelleri aşmamız şart. Bir diğer nokta, iklim değişikliğine bağlı aşırı hava olaylarıyla gün geçtikçe daha sık karşılaştığımız gerçeği. Plansız yapılaşma, yanlış arazi kullanımı, altyapı yetersizliği gibi sorunlar iklim krizi çağında kentlerimizi daha kırılgan hale getiriyor. Son olarak Covid – 19 pandemisi ve iklim krizini aynı anda yaşayan kentlerin krizleri tek tek ele alma lüksü yok. Çözüm krizlere karşı dirençli, iklim dostu, bölüşüm, tanınma ve katılım adaletini sağlayan yeni bir kentsel anlayışta yatıyor. Gerek Küresel Kuzey’deki, gerek Küresel Güney’deki kentlerde adil iyileşme programlarını hayata geçirerek eş zamanlı krizlerle mücadele eden yerel yönetim örnekleri mevcut. Ancak bu yönde atılacak adımlarda sorumluluk sadece yerel yönetimlerde değil. Kentlerin kendine özgü ihtiyaçlarını gözeterek üst politikayı belirleyecek Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na da çok iş düşüyor.”
Raporda incelenen yerel yönetimlerin icraatlarından öne çıkan bazı iklim eylemleri şöyle:
Belediyelerin azaltım ve uyum kapsamında hayata geçirdikleri veya temellerini attıkları diğer projelere ve yatırımlara rapor üzerinden ulaşabilirsiniz.
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…