Türkiye Barış Meclisi, tarihi Diyarbakır Newroz’undan sonra girilen barış sürecini değerlendirmek üzere Cezayir Toplantı Salonu’nda Sedat Yurttaş, Eşber Yağmurdereli, Ümit Aktaş, Maya Arakon, Özcan Alper, Ziya Halis, Gençay Gürsoy’un katılımıyla bir toplantı gerçekleştirdi.
Avukat Eşber Yağmurdereli barışın sağlanması için toplumsal bir dönüşümün tam olarak gerçekleşmesi gerektiğini ifade etti.
Toplantı sonunda Türkiye Barış Meclisi bir açıklama yayınladı. “PKK Silahlı Güçlerinin Güvenlikli Çekilmesi Sağlanmalı !” başlıklı açıklamanın tam metni şu şekilde:
“Barışa Omuz Veriyoruz,
PKK Silahlı Güçlerinin Güvenlikli Çekilmesi Sağlanmalı !
Ülkemiz büyük acıların ve ıstırapların yaşandığı bir dönemden çıkıyor. Kürt sorununda otuz yıldır her yöntem uygulanmış, bir tek barış yoluna başvurulmamıştı. Nihayet, bugün barışı taraflar açıkça ifade ediliyorlar ve bunun yolunu örülüyorlar.
Tarafların geçmişten farklı olarak sergiledikleri bu siyasal irade umut artırıcı ve sevindiricidir. Bu taraflara ve herkese büyük sorumluluk yüklüyor.
Barışın sadece sözlerle değil, somut adımlarla hayat bulur ve geri dönülmez bir yola dönüşür. Otuz yıllık bir savaşın/çatışmanın acılarını dindirmek, tahribatlarını onarmak ve güvensizliğini aşmak ancak çözüm dönük somut demokratik adımlar mümkün olabilir.
PKK’nın silahlı güçleri Abdullah Öcalan’ın çağrısıyla, eylemsizlik kararlarını açıkladılar ve sınır dışına çekilecekler. Bu Kürt sorunun çözümü için çok önemeli bir başlangıçtır.
Çekilmenin güvenlikli gerçekleşmesi, çözüm sürecinin hızlı gelişmesi açısında elzem bir konudur. Bu konunun bir an önce taraflarca netleştirilmelidir. Bu konuda kısa süre önce yaşanan İmralı’ya gidecek heyet tartışmasına dönüştürülmemelidir.
Unutmayalım ki, gerek 1999 yılında yaşanmış deneyimin yaratığı güvensizlik ortamı gerekse de Oslo süreci sonrasında yaşananlar bu konuyu çok daha fazla hassaslaştırmıştır.
Bu konuda büyük yük siyasi iktidarın omuzlarındadır. Hükümet bu yükü başta TBMM’de bulunan partiler ve sivil toplum örgütleriyle paylaşmanın etkili bir yolunu bulmalı, sürecin önünü zaman geçirmeden açmalıdır. TBMM, Roboski incelemesinde olduğu gibi güvensizliği derinleştirecek tutumunu bu süreçte de sürdürürse süreç çok zorlu ve ağır bedellerle ilerler..
Bu noktada CHP’ de çok büyük tarihsel sorumlukla karşı karşıya. CHP, ikircikli ve süreci zora sokan tutumları hızla terk etmelidir.
Sürecin nasıl gelişeceğine dair toplumun bilgisi oldukça sınırlı.Toplum çoğu kez sızdırılma bilgi kırıntılarıyla ne olduğunu anlamaya çalışıyor. Nelerin konuşulduğu ve tasarlandığı henüz bilinmiyor.
Şeffaflık, barışın ana güvencelerinden biridir.Bu nedenle sürece dair daha açık bir yöntem izlenmesi gerekiyor. Barış kapalı devre inşa edilemez. Barış bütün yurttaşların, bu ülkede yaşayan her bireyin barışıdır. Yurttaşların barışın inşasına katılımı doğru ve doğrudan bilgilenmeleriyle sağlıklı olabilir.
PKK silahlı güçlerinin sınır dışına çekilmesi, savaş/çatışma dönemin kurumlarının lav edilmesinin programa alınmasını gerekli kılmaktadır. Bunların başında, koruculuk ve özel harekât yapılanması dağıtılması gelmektedir.
Aynı biçimde barış ve çözüm süreci, geçmişle yüzleşmenin sağlanması, hakikatleri araştırılması, toplumsal ve sosyal sorunların giderilmesi için bir dizi komisyonların kurulmasını zaruri kılmaktadır. Bu komisyonlarda toplumun yarısını oluşturan kadınların eşit özne olarak yer almaları sağlanmalıdır.
PKK silahlara veda etme iradesini beyan etmesi hiçbir zaman kalıcı barış ve çözüm anlamına gelmemektedir. Barış sürecinin Kürt sorunun eşit, adil ve demokratik çözüme dönüşmesi için kısa, orta ve uzun vadede yapılması gerekenler ilişkin oldukça zengin birikime sahip bir ülkeyiz. Arşivlerimizdeki programlar, talepler manzumesi ve dokümanlar yapılması gereken yasal ve anayasal düzenlemeleri bütün yönleriyle ortaya koymaktadır.
Bugünün acil konusu Diyarbakır Newrozu sonrası güçlü bir biçimde ortaya çıkmış olan “silahların susma” olasılığının bir an önce gerçekleşmesini sağlayacak güvenlikli ortamının yaratılmasıdır.
Geri dönülemez barış yolunda, emin ve hızlı yürümek için bu konuda siyasi iktidarın ve tarafların sorumluktan kaçmamalarını bekliyor ve umuyor. Dönüşü olmayan bir yola girildi. Zaman kaybetmenin, oyalanmanın anlamı yoktur. Herkes sürecin ihtiyaçlarının ve gerektiğini yerine getirmelidir.
Türkiye Barış Meclisi üyeleri olarak bizler, üzerimize düşen her türden sorumluluğu yerine getireceğimizi bir kez da ilan ediyoruz.
Türkiye Barış Meclisi
Dönem Sözcüsü
Hakan Tahmaz
27.03. 2013″
(Yeşil Gazete)
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…