Fotoğraf: Shutterstock
Termik santrallere atık muafiyeti getiren ve dip taraması sonucu elde edilen atıkların ikinci sınıf depolama tesislerinde depolanma imkanı veren yönetmelik değişikliklerine karşı açılan davada Danıştay İdare Davalar Kurulu yürütmenin durdurulmasına karar verildi.
Birgün’den Gökay Başcan’ın haberine göre TMMOB’un açtığı dava sonucu verilen kurul kararında, dava konusu düzenlemelerde hukuka uygunluk bulunmadığı, insan ve çevre sağlığı üzerinde telafisi imkânsız veya güç zararlara sebep olacağı belirtildi.
26 Aralık 2019’da ‘Atıkların düzenli depolanmasına dair yönetmelikte değişiklik yapılmasına dair yönetmelik’ Resmi Gazete’de yayımlanmıştı. Bu yönetmelikle birlikte yıl sonunda kapatılması beklenen termik santralların depolamaları gereken atıklar için uymak zorunda oldukları sınır değerler değiştirildi.
Kurumsal akademik rapor alan tesislere, düzenli depolama tesisi onay belgesi ve il müdürlüğü onayı olmaksızın “düzenli depolama” için çevre izin lisans başvurusu yapma hakkı verildi.
Öte yandan dip taramasına ilişkin ise yönetmelikte “Dip taraması faaliyeti sonucunda oluşan dip tarama malzemesi, karada bertarafının sağlanması durumunda ikinci sınıf depolama tesislerinde test edilmeksizin depolanabilir. Bu atıklar, belediye atıklarının depolandığı depolarda depolanamaz” maddesi yer aldı.
Termik santralların önünü açan ve teste tabi tutulmadan atıklarının depolanmasının insan ile çevre sağlığı açısından uygun olmadığını belirten TMMOB yürütmenin durdurulması talebiyle dava açtı. Danıştay yürütmenin durdurulması istemini reddetti. TMMOB’nin yaptığı itirazlar sonucunda İdari Dava Daireleri Kurulu’nca yürütmenin durdurulmasına karar verildi.
Süreci ve kararı değerlendiren TMMOB Genel Sekreteri Dersim Gül, “Çevre mevzuatı doğrultusunda oluşan yükümlülükler ya formalite süreçler ile kılıfına uyduruluyor ya da muafiyet sağlanarak ortadan kaldırılıyor. Santral yatırımcısı sermaye çevrelerin menfaatleri gözetilerek, insan sağlığına ve ekolojik sisteme verilen zararların üzeri kapatılıyor” dedi.
Mahkemenin kararını olumlu bir gelişme olduğuna dikkat çeken Gül, şu ifadeleri kullandı: Siyasal iktidar ve idareciler Anayasa’yı, sermaye çevrelerini korumak adına çiğniyorlar. Atanmış ya da seçilmiş yöneticilerin görevinin, santral yatırımcısı sermaye gruplarının çıkarlarını kollamak değil o bölgede yaşayan insanların, toplumun, çevrenin, doğanın ve ülkenin çıkarlarını korumak olduğunu yeniden hatırlatıyoruz.”
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…