Fransız Polinezyası‘na bağlı Tahiti kıyılarında 30m derinlikte “bozulmamış” 3km uzunluğunda dev bir mercan resifi keşfedildi. Misyona öncülük eden Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO), resifin bu derinlikte keşfedilen en büyüklerden biri olduğunu açıkladı.
BBC‘ye konuşan Dr Julian Barbiere, muhtemelen bu ekosistemlerde “bilmediğimiz” daha pek çok şey olduğunu belirterek, “Onları haritalamak ve korumak için çalışmalıyız” dedi.
UNESCO Genel Müdürü Audrey Azoulay ise “dikkate değer” keşfin “altımızda ne olduğu” konusundaki bilgimizi genişlettiğini söyledi.
Resif, kasım ayında, okyanusun “alacakaranlık bölgesi” olarak bilinen derinliğe yapılan bir dalış gezisi sırasında bulundu. Dalgıç bilim insanları ve fotoğrafçılar, Seabed2030 Projesi adı verilen küresel bir deniz yatağı haritalama görevini sürdürüyordu.
Mercan resifleri, okyanusun en tehdit altındaki ekosistemleri arasında bulunuyor ve kirliliğe, yükselen deniz sıcaklıklarına ve suda çözünen karbondioksit emisyonlarının neden olduğu değişimlere karşı savunmasız.
Edinburgh Üniversitesi‘nden deniz bilimci Prof Murray Roberts, keşfin okyanus hakkında daha öğrenmemiz gereken ne kadar çok şey olduğunu gösterdiğini kaydetti:
“Mercanları hala en sığ tropik denizlerle ilişkilendiriyoruz, ancak burada daha önce bilinmeyen devasa bir mercan kayalığı sistemi bulduk. Sığ sular daha derin sulardan daha hızlı ısındığından, bunun gibi daha derin resif sistemlerinin gelecekte mercanlar için sığınak olduğunu görebiliriz. Bu özel yerlerin haritasını çıkarmak, ekolojik rollerini anlamak ve onları gelecek için koruduğumuzdan emin olmak için oraya gitmemiz gerekiyor. ”
Araştırmacılara göre, şu anda bu resifin bu baskılardan zarar gördüğüne dair hiçbir kanıt bulunmuyor. Dr Barbiere, resiflerin olağandışı derinlikte yer almasının bu kadar iyi durumda kalmasının bir nedeni olduğunu kaydetti:
“Genellikle onları daha sığ derinliklerde buluruz, çünkü mercanların gövdelerinde yaşayan alglerin ışığa ihtiyacı var. Ama burada, okyanusun karadan [daha uzak] bir kısmındayız, bu yüzden burada daha az tortu var.”
Keşfin okyanus biyoçeşitliliği hakkında önemli bir fikir verdiğini belirten Barbiere, “Deniz türlerinin yaklaşık %25’inin mercan resiflerinde bulunabileceğini biliyoruz” dedi.
Resiflerin bulunduğu derinlikte, onların v yosunların hayatta kalabilmesi için için, “alacakaranlık kuşağı”nda olsalar da hala yetecek kadar ışık bulunuyor.
Dr. Barbiere, bir sonraki aşamanın bu tür resiflerin çevresinde hangi türlerin yaşadığını bulmak olduğunu bildirdi. Bu konuda önümüzdeki aylarda yapılacak araştırmalar derinleştirilecek.
Fransa Ulusal Bilimsel Araştırma Merkezi‘ndeki uzman dalgıçlardan Dr Laetitia Hedouin de böylesi bir resifin bu derinlikte gelişmesinin yaklaşık 25 yıl süreceğine dikkat çekti:
“Daha derin resiflerin küresel ısınmadan daha iyi korunabileceğini düşünüyoruz. Yani bu resifin böyle bozulmamış bir durumda keşfi iyi bir haber ve gelecekteki korumaya ilham verebilir.”
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…