İdlib’te kimyasal silah kullanıldığı iddialarının ardından Rusya, Suriye uçaklarının kimyasal silah bulunan depoyu vurduğunu, ABD de ölümlerin sorumluluğunun Rusya ve İran da olduğunu açıkladı. Saldırıda hayatını kaybedenlerin sayısı 72’ye çıktı.
Suriye’nin İdlib yakınındaki Han Şeyhun kasabasında kimyasal gaz kullanıldığı öne sürülen saldırıyı reddeden Rusya, Suriye yönetiminin uçaklarının muhaliflere ait bir kimyasal silah deposunu vurduğunu açıkladı.
ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson ise saldırıdan ateşkesin garantörleri olarak Rusya ve İran’ı sorumlu tuttu.
Rusya Savunma Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, İdlib’teki olayın muhaliflere ait kimyasal silah deposunun Suriye rejimine ait uçaklar tarafından bombalanması sonucu gerçekleştiği bildirildi.
Rusya Savunma Bakanlığı Sözcüsü İgor Konaşenkov deponun zehirli gazların üretimi ve saklanması amacıyla kullanıldığını söyleyerek, kimyasalların Irak’a sevkedilmekte olduğunun, Irak’ta bu gazların kullanıldığının uluslararası örgütler ve Irak tarafından da teyit edildiğinin altının çizdi.
Rus Savunma Bakanlığı saldırıya maruz kalanların gösterdiği belirtilerin, muhaliflerin daha önce düzenlediği kimyasal silah saldırılarıyla benzerlik gösterdiğini söyledi.
Konaşenkov ayrıca, aynı kimyasal mühimmatın, Rus askeri uzmanların 2016 yılı sonunda örnekler topladığı Halep’te de militanlar tarafından kullanıldığını belirtti.
ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson ise yaptığı açıklamada, bunun, sadece son bir ay içerisinde bu tür silahların kullanıldığı iddia edilen üçüncü vaka olduğuna dikkati çekti.
“Rusya ve İran’ı bir kez daha, Suriye rejimi üzerindeki nüfuzlarını kullanmaya ve bu tip korkunç bir saldırının tekrar yaşanmamasını garanti etmeye çağırıyoruz.
“Astana’da müzakere edilen ateşkeste kendilerini garantör ilan eden iki ülke olarak Rusya ve İran da bu ölümlerin büyük bir ahlaki sorumluluğunu taşımaktadır.”
ABD Başkanı Donald Trump da kimyasal saldırıyı kınayarak, bu eylemlerin bir önceki Obama yönetiminin “zayıflığı ve iradesizliğinin” bir neticesi olduğunu savundu.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) de İdlib’teki kimyasal saldırı iddialarının örgütü alarm durumuna geçirdiğini açıkladı. Bunun, 2013 yılında Suriye’nin Guta şehrindeki saldırıdan sonra en dehşet verici kimyasal saldırı olduğunu belirtti.
Açıklamada, “Bazı vakaların, sinir gazı içeren organik fosfora maruz kaldığını gösteren bulgular var” denildi.
Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF), Han Şeyhun (Khan Sheikhoun) saldırısı mağdurlarında kimyasal maddeye maruz kalındığına işaret eden bulgulara rastlandığını belirtti.
İdlip’te bulunan Bab el-Hava hastanesi acil servisine destek sağlayan Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF) sağlık ekibi, hastaların sarin gazı gibi nörotoksik bir maddeye maruz kaldıklarını gösteren bulgulara rastlandığını belirtti.
Han Şeyhun’a düzenlenen saldırının mağdurlarının çoğu Türkiye sınırındaki Bab el-Hava hastanesine getirildi. 8 hastada, sarin gazı ya da benzer bileşikler içeren nörotoksik maddelere maruz kalındığında gözlemlenen gözbebeğinde küçülme, kas spazmı ve istem dışı dışkılama görüldü.
MSF ekibi, hastalara ilaç ve panzehir sağladı ve hastanenin acil servisinde çalışan ekibe koruyucu kıyafet dağıttı.
İdlip’te diğer hastaneleri de ziyaret eden MSF sağlık ekipleri hastaların çamaşır suyu koktuğunu gözlemledi. Bu hastaların klora maruz kaldıkları tahmin ediliyor.
Tıbbi gözlemlere göre Han Şeyhun saldırısı mağdurlarının en az 2 kimyasal maddeye maruz kaldığı tahmin ediliyor.
Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi bugün kimyasal silah kullanımı iddialarını görüşmek üzere toplanıyor.
BM Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura konseyin sorumluların hesap vermesini talep etmek amacıyla toplanacağını belirtti.
Mistura ayrıca kimyasal silah kullanımının savaş suçu olacağını da hatırlattı.
İngiltere, Fransa ve ABD dün BM Güvenlik Konseyi’ne bir karar taslağı sunarak, saldırının araştırılmasını talep etmişti.
(Bianet)
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…