Tağşiş paneli (Foto: Defne Koryürek)
Slow Food’un Türkiye birlikleri ile Ayvalık Belediyesi organizasyonunda dünyada ilk kez Ayvalık Cunda Adası’nda 14 – 17 Nisan tarihleri arasında gerçekleştirilen Slow Olive‘ın ikinci günündeyiz.
Slow Olive’in ilk gününde açılış konuşmaları, zeytin ağaçları ve Cunda sahilinin kesiştiği bir mekanda öğrencilerden oluşan bir orkestra ve koro tarafından icra edilen enfes bir konser, günün sonunda ise etkinliklerin ana mekanı konumundaki Cunda Kültür Merkezi’nde Nilgün Yanık Emiroğlu be Ramazan Emiroğlu’nun zeytine dair belgeselleri “Ölümsüz Z“nin gösterimi vardı.
Slow Olive’in ikinci günü de hızlı başladı. Katılımcılar sabah saat 08:00’de Cunda Adası Pazar yerinde kurulan Zeytinin Biyoçeşitliliği sergisinde ülke topraklarında yetişen 80 farklı türdeki zeytini tatma imkanı buldu. Serginin ardından katılımcılar paneller için tekrar Cunda Kültür Merkezi‘nde biraraya geldi.
Zeytinyağı sektöründe zeytinyağı içerisine başka bileşiklerin bulaştırılması konusuna değinilen “Tağşiş” başlıklı panelde Akdeniz Üniversitesi’nde görev yapan Gıda Mühendisi Yr. Dç. Dr. Bülent Şık, Slow Food İspanya’dan Konviviyum lideri Josep Marco Sansano, Fas’tan katılan zeytinyağı üreticisi Souhad Azennoud ve Tunus’tan katılan zeytinyağı üreticisi Oussama Belhadi kendi deneyimlerini paylaştı.
Türkiye’de tağşiş sadece zeytin ve zeytinyağıyla sınırlı değil, süt ve et ürünlerinde de çok sık rastlanıyor diyerek sözlerine başlayan Bülent Şık, “Zeytinyağına en çok kanola ve pamuk yağı katılıyor. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın sadece tağşiş yapan şirketleri teşhir etmesi yeterli değil. Önemli olan para cezası kestikten sonra ne yaptığı. Yıllar içinde baktığımızda, teşhir listelerindeki şirketler aynı. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının yaptırımı zayıf” dedi.
İspanya’da 30 yıl önce zaytinyağına katılan endüstriyel yağlar sonucunda yüzden fazla kişi ölmüştü bilgisini katılımcılar ile paylaşan Josep Marco Sansano, “O günden beri zeytinyağı İspanya’da çok sıkı denetleniyor. Bizim için tağşişte bir diğer önemli konu da “adillik”, üreticinin adil kazanç elde edebilmesi için çiftçilerle birlikte çalışıyoruz” diye konuştu.
Souhad Azennoud ise, “Üretici-tüketici zincirinin kısa olması çok önemli. İhracatta tağşiş yok ancak iç piyasada tağşiş yüksek fiyattan ve tüketici farkındalığının düşük olmasından dolayı” dedi.
Tunus’tan Cunda’ya gelen Oussama Belhadi, Tunus’un dünyanın en büyük ikinci zeytinyağı üreticisi olduğunu ve kendilerinde kimyasal tağşiş bulunmadığını belirttikten sonra, Tunus ile ile ilgili, “Özellikle natürel sızma zeytinyağında ihracat yapıldığında kontrol çok sıkı. Ama rafinelik yağlar gibi vasıfsız yağlarda kimyasal olmasa bile tağşiş olduğunu söyleyebiliriz” şeklinde konuştu.
Slow Olive’ın ikinci günü bin yaşını aşmış bir ağacın zeytinlerinden hazırlanan öğünün katılımcılar tarafından Cunda Adası Kültür Merkezi bahçesinde tüketilmesinin ardından “İyi, Temiz, Adil” paneli ile devam ediyor. Yeşil Gazete’den Ayşe Bereket‘in modere ettiği panelin katılımcıları ise Akdeniz Üniversitesi’nden Bülent Şık, Slow Food İtalya’dan Ludovico Rocatello ve Doğa Derneği’nden Güven Eken.
Haber: Ayşe Bereket – Alper Tolga Akkuş
(Yeşil Gazete)
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…