HDP’nin tutuklu cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş, Alman Der Spiegel dergisinin sorularını yanıtladı.
Demirtaş, cezaevinde kaleme aldığı ‘Seher’ kitabından seçim vaatlerine, cezaevi yaşantısından seçim çalışmalarına pek çok konuda değerlendirmelerde bulundu.
“Yazmak tutukluluğumu katlanılır kılıyor” diyen Demirtaş, tüm günü okuyarak ve yazarak geçirdiğini anlattı.
Hücresini çirkin bir ucubeye benzeten Demirtaş, gardiyanların kendisine nezaket ve kurallar çerçevesinde davrandığını aktardı.
Demirtaş’ın Der Spiegel’in 23. sayısında yayınlanan “Das Land hat genug von Erdoğan” (Ülke artık Erdoğan’dan bıktı) başlıklı Maximillian Popp’un sorularına verdiği yanıtlar şöyle:
Tüm gün hücremde oturuyorum. Sabah kahvaltısı ve akşam yemeği şeklinde iki öğün yiyoruz. Öğlen yememeyi tercih ediyoruz. Bunun dışında tamamıyla okuyarak ve yazarak geçiriyorum.
Çirkin bir ucubeye benziyor. İki katlı. Üst katta yataklar, alt katta da mutfak lavabosu, WC, duş ve bir oturma yeri var. Bir de gün boyu kapısı açık olan yüksek duvarlı ve tel örgüyle çevirili beton bir havalandırmamız var.
Avukat, aile görüşleri ve spor için günlük 1-2 saat kadar hücreden çıkıyoruz. Ama her gün değil tabii. Ailemle haftada 1 gün 1 saat kapalı görüş yapabiliyorum. Ayda 1 gün 1 saat de açık görüş hakkım var.
Roman, öykü, şiir, tarih, teknoloji, felsefe, siyaset dahil yüzlerce kitap okuma fırsatım oldu.
Günlük gazeteler ve TV’den takip ediyoruz.
Hücrede plastik bir masada yazıyorum şu an.
Nezaket ve kurallar çerçevesinde.
Çeşitli adli suçlular ile sağ ve sol örgütlerden siyasi mahpuslar var. Ama benim bunlarla görsel temasıma dahi izin verilmiyor. Bugüne kadar bu cezaevinde tek bir mahkumu uzaktan bile görmedim.
Ben mücadeleyi hiçbir zaman bırakmadım. Bana nerede ihtiyaç olursa partimin ve halkın hizmetine hazır olacağımı belirtmiştim. Şimdi benden bu hizmet istendi. Ben de hazırım dedim.
Ben mesaj ve mektupları dışarı ulaştırabilirim ancak. Benim adıma milyonlarca genç ve kadın kampanyayı ev ev dolaşıp birebir görüşme yoluyla yürütecek. Bu konuda halkımıza güveniyorum. Zaten bu kampanya benim için değil halk için, özgürlükler ve demokrasi için yürütülecek.
Bu aşamada mahkemelerin kararını verip temyiz sürecini de sonuçlandırmaları ülke tarihinde görülmemiş bir hızda bir yargılama ile mümkün olabilir ancak. Bu da bir başka büyük bir skandal olur.
Partim üzerinde tam bir faşizan baskı var. Ama yine de bizim tabanımız çok cesur ve motivedir. Gönüllülerin desteğiyle bu sorunları aşıp seçimlere hazırlıklı gireceğiz.
Halkın Erdoğan ve AKP’den bıktığını ve değişim istediğini görebiliyoruz. Halk bu seçimde Erdoğan’a “artık yeter” diyecektir.
Demokratik siyasetten asla umudunu kesmemelidirler. Koşullar zor da olsa barışçıl yollarla mücadelede ısrarcı olmalıyız. Bu bizim için ilkesel bir tutumdur.
Bu rakiplerimizin çaresizliğini gösteriyor. Ben bunları çok önemsemiyorum, biz kendi işimize bakıyoruz.
Halkın özgür olması benim özgürlüğümden önemlidir. Halk özgürlüğü kazanırsa benim de rehineliğim biter haliyle. Mesele bizim için kişisel değil, toplumsaldır; hukuki değil siyasidir. Ömrüm boyunca içeride kalacağımı bilsem de özgürlük, demokrasi, barış mücadelesinden asla vazgeçmem.
Biz kendimiz iktidara gelip Kürt sorunu dahil bütün sorunları demokrasi çerçevesinde çözeceğiz. AKP’den en küçük bir beklentimiz yoktur. AKP artık Türk ırkçısı, faşist bir zihniyetin temsilcisidir.
(Artı Gerçek)
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…