Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde, İnsan Hakları ve Anayasa Hukuku Çalışmaları Kulübü 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü kapsamında 8-15
Belgesel şöyle gelişiyor; dünya barışı için beyaz gelinlikle, Milano’dan otostopla yola çıkan Pippa Bacca’nın yolculuğunu devam ettiren yönetmen Bingöl Elmas siyah gelinlikle ve otostopla “barış gelini”nin son otostop yaptığı yerden başlayıp Suriye sınırına kadar gidiyor. Belgesel içinde, yolculuk sırasında yapılan sohbetlerde, insanların çoğunun tepkisi ‘’riskli bu yaptığın, başına bir şey gelebilir’’ şeklindeydi. Belgeseldeki diyaloglar insanların hayata, topluma bakış açılarını, korku ve kaygılarının nedenlerini sinema diliyle izleyiciyle paylaşıyor.
“İçimizdeki kadın ve erkeği sorgulamalıyız”
Bingöl Elmas’la belgeselin ardından yapılan söyleşiden başlıklar:
İnsanlar neden böyle korkuyor?
Korku politiktir.3. sayfa haberleri der ki sokak tehlikelidir, sokağa çıkma. Bu şekilde insanlar pasifize ediliyor. Gerçeklerin farkındayım, sorunlu bir ülke, aydınlık noktalarımız üzerinden hareket etmeliyiz, biz de.
Film kararını nasıl verdiniz?
Bu bir eylemdi öncelikle, sonrasında film. 2 kadın beyaz gelinlikle, savaş yaşanan ülkelerden geçiyor, insanlara güvenmek istiyoruz diyorlar ve bir kadın ölüyor. Bunu kanıksamamamız lazım, barış için her şeyi yapmamız lazım. Belgeselde sakinliğinizi her zaman koruduğunuzu görüyoruz, nasıl bu kadar sakindiniz?Sokağa çıktığınızda da bu muameleyi görüyorsunuz. Karşılaştığınız insanları hedef haline getirmemek lazım, bu birinin suçu değil, içinde yaşadığımız ortamın bir getirisi. Öfke duyacağın insan olmamalı, ortamı oluşturulan koşullar değiştirilmeli. Uzlaşmazsınız ama karşınızdakilere, öfke de yöneltilmez.Herkesin kendi içindeki kadını ve erkeği sorgulaması, anlaması gerektiği düşüncesindeyim. Kendi hayatına dönüp bakmadan, değiştirmeden toplumu da değiştiremezsiniz, sisteme de laf edemezsiniz.
Belgeselde karşılaştığınız çocukların, size yaklaşımları nasıldı?
Yaratılıştan gelen farklılık eşitsizliğe engel mi?
Fizyolojik farklılıktan ziyade, ataerkil sistem, politika, din aracılığıyla insanlar kadına erkeğe bir rol biçiyor. Fizyolojik olarak da hangi yönünü geliştirdiysen o konuda iyi olursun. Yaşayışı değiştirirsen fizyolojik farklılıklar da değişir. Genetik hafızayı da bu farklılıkları tanımlarken ve yeniden yapılandırırken unutmamak gerekir.
Kişi kendini dönüştürdükten sonra, akıl tutulması yaşamadan sistemi değiştirmek için hareket eden herkes birçok çözüm üretebilir. Bireysel kurtuluş olmaz, birlikte yaşıyoruz. Eşitsizliğe çözüm üretme sürecinde örgütlülük en önemli konulardan birisi…
Haber ve Fotoğraflar: Büşra Akman
(Yeşil Gazete)
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…