Dünya iki gündür Paris’te Charlie Hebdo siyasal mizah dergisine yapılan ve 12 kişinin hayatını kaybettiği terör saldırısını konuşuyor. Peki, Fransa’da iki gündür neler yaşanıyor. Paris’te Sciences Po‘da eğitimini sürdüren erasmus öğrencisi Zeynep Ertuğrul, Yeşil Gazete’ye son iki günde yaşananları değerlendirdi. Ertuğrul’un aktardıklarını aynen paylaşıyoruz.
* * *
Charlie Hebdo saldırıları sonrasında Fransa’da panik ve paranoya hali başladı. Saldırıdan birkaç saat sonra okuldan “Plan Vigipirate” uygulamasına geçildiğine dair mail aldım.
Plan Vigipirate, her şeyin kısıtlanması, okula giriş çıkışlarda kart kontrolü hatta çantaların aranması anlamına geliyor. Sadece okullarla da sınırlı değil bu plan. Kamusal alanlarda kontrolün genel olarak arttırılması söz konusu.
Charlie Hebdo saldırılarından bir gün sonra Paris’te ve La Rochelle’de tren garlarında muhtemelen unutulmuş çanta ve koli patlatmak için gar boşaltıldı ve bu işlem tüm trenlerin en az bir buçuk saat rötarla hareket etmesine yol açtı.
Fransız aşırı sağ partisi Front National (Milli Cephe) lideri Marine Le Pen, saldırının gerçekleştiği gün radikal bir açıklama yapmayıp diğer politikacıların söylediklerine benzer şeyler söylemekle yetindiyse de, saldırıdan bir gün sonra resmi twitter hesabından, idam cezasının tekrardan yasallaştırılması gerektiğine dair bir açıklamada bulundu.
Fransız aşırı sağı zaten son yıllarda yükselişteydi ve şimdi bu saldırının yarattığı korkudan beslenerek daha da güçleneceğinden endişe ediliyor.
Fransa azımsanamayacak bir Müslüman azınlığa sahip. Fransız Müslümanları bu olaya karşı tam olarak ne tepki vereceklerini bilemiyorlar. Kendi yaşımdan (21) Cezayir ya da Fas asıllı Fransız arkadaşlarımın tepkisi “Neden sırf Müslümanım diye başkasının suçu için özür dilemek zorundayım?” şeklinde.
Saldırganlardan birinin kimliğinin arabada unuttuğu kimlik kartı sayesinde belirlenmiş olması da insanlarda bir güven kaybına sebep oldu. Sosyal medyada sık rastlanan sorulardan bir tanesi,“Gayet profesyonel ve soğukkanlı bir şekilde gazetenin yayın toplantısına girip on iki kişi öldüren adam, ait olduğu grubun bayrağını ve kimlik kartını nasıl arabada unutur?” şeklinde.
Fransa Müslümanları her ne kadar ne tepki vereceklerini şaşırmış olsalar da, özür dileme veya karşı olduklarını gösterme şeklinde tepki veriyorlar. Tüm bunlara rağmen saçma sapan islamofobik şakalardan ve Müslüman olmasa da sırf Fransız’a değil de Arab’a benzediği için sokakta korkulu bakışlara maruz kalmaktan bıkan tanıdıklarım var.
Her şeye rağmen, saldırıda ölen polislerden birinin 42 yaşında Ahmed adında bir polis olması sebebiyle, Müslüman kesim tarafından “je ne suis pas Charlie, Je suis Ahmed” (Charlie değilim, Ahmed’im.) şeklinde başka bir kampanya da başlatıldı.
Fransa’nın diğer şehirlerinde ise camiler işaretlendi ve neyseki ölüm ya da yaralanma ile sonuçlanmayan patlamalar meydana geldi.
Haber: Zeynep Ertuğrul – Yeşil Gazete Paris
(Yeşil Gazete)
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…