Brezilya‘nın Amazon yağmur ormanlarındaki ormansızlaşma oranlarının giderek azalmasına rağmen hala her yıl 5 bin kilometrekareden fazla orman alanı kaybediliyor.
Amazon bölgesinde uydu görüntülerinden elde edilen verileri derleyen yeni bir çalışma, Yerli toplulukların koruması altındaki bölgelerde ormansızlaşmanın yüzde 83 daha düşük olduğunu ortaya çıkardı. Çalışma, Yerli toplulukların çevre yönetim anlayışının ormansızlaşmayla mücadele çabalarına yardımcı olabileceğini gösterdi.
2021 yılında Glasgow‘da düzenlenen COP26 zirvesinde hükümetler ve sivil toplum kuruluşları, ormanlar, Yerli halklar ve yerel topluluklar için siyasi ve mali destek sözü verdi. Bu vaatler Yerli halkların seslerini duyurmalarına ve gasp edilen toprakların iadesine yönelik yeni bir dönemin başlangıcı olarak kabul edildi.
2022 yılında ise dünya çapında hükümetler, 2030 yılına kadar gezegen yüzeyinin yüzde 30’unu koruma taahhüdü verdi. Bu taahhüdün yerine getirilmesi için Amazon ormanları başta olmak üzere birçok bölgede ormansızlaşmanın tersine çevrilmesi ve koruma çabalarının hızlandırılması gerekiyor.
Ormansızlaşma üzerine yapılan araştırmaya göre Yerli halkların ekonomik refahını iyileştirmek yalnızca sosyal adaleti değil aynı zamanda çevresel koruma çabalarını da iyileştirebilir.
Ancak dünya genelinde ormanlar, madencilik faaliyetleri ve büyük tarım işletmeleri dahil olmak üzere farklı çıkar gruplarının göz koyduğu alanlar olmaya devam ediyor.
Araştırma, Yerli toplulukların ormanlardan elde ettiği gelirin diğer arazi kullanımlarına kıyasla yüzde 36 daha düşük olduğunu da gösterdi. Ancak analize göre Brezilya Amazonları’nın tarımsal işletmelere ayrılmasının sosyoekonomik faydaları, orman örtüsünü koruyan sürdürülebilir kaynak kullanımına odaklanan koruma odaklı alternatiflere kıyasla daha düşük.
Bu sonuçlar, Brezilya’da Yerli topluluklarla sık sık çıkar çatışması yaşayan tarım ticareti lobisinin tarımsal üretim faaliyetlerinin bölgeye ekonomik kalkınma sunacağına dair vaatleriyle çelişiyor.
Aksine, toprakların Yerli topluluklara verilmesi ormansızlaşma ve iklim değişikliği ile mücadeleden biyolojik çeşitliliğin korunmasına son derece önemli faydalar sunuyor.
Son zamanlarda Brezilya Yüksek Mahkemesi, ülke genelinde Yerli halkların toprak taleplerini önemli ölçüde kısıtlayan anayasal çerçeve olan Marco Temporal‘in geçerliliğini tartışıyor. Bu yasal çerçeve, yürürlüğe girdiği tarih olan 5 Ekim 1988 veya öncesinde topak sahipliğine dair kanıt sunabilen Yerli topluluklara toprak talebinde bulunma hakkı veriyor.
Dünyanın en dezavantajlı grupları arasında gösterilen Brezilya’daki Yerli toplulukların yüzde 33’ü yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Ülke genelinde Yerli halkların güçlendirilmesi için çeşitli yardım planları ve refah programları yürütülüyor. Ancak birçok aile desteğe erişim konusunda zorluklarla karşılaşıyor.
Örneğin izole bölgelerde yaşayan aileler, ödemelerini almak için şehir merkezlerine yapılacak yolculukların maliyetini karşılayamıyor. Birçok ailenin de programlara başvurmak için gerekli teknolojiye erişimi yok.
2030 gündemi doğrultusunda Yerli halkların gasp edilen topraklarının iadesine yönelik çabalar artarken hükümetlerin ve sivil toplumun kırsal toplulukların hak taleplerinin engelleyen yapıların kaldırılması hem Yerli topluluklar hem de ormanlar açısından hayati önem taşıyor.
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…