Kategoriler: Hafta SonuManşet

Ölümünün 20. yılında bir yeşil öncü: Petra Kelly (3)

Yazar:
Ümit Şahin

Yazı dizisinin birinci bölümünü okumak için TIKLAYIN

Yazı dizisinin ikinci bölümünü okumak için TIKLAYIN

Petra Kelly, Almanya’da Yeşiller’in kuruluş ve yükseliş döneminin ilk yıllarını temsil eder. Kelly’nin temsil ettiği Yeşiller, yeni, idealist ve radikaldi. Dünyanın bütün sorunlarıyla, nükleer silahlanmayla, üçüncü dünya savaşı tehlikesiyle, yok edilen halklarla, küresel ekolojik meselelerle, insan-doğa ilişkisiyle ve insanın sorumluluğuyla ilgilenmek politikanın bir parçasıydı.

4 Mayıs 1983'te Başbakan Helmuth Kohl'un konuşması sırasında Yeşiller hükümetin Nikaragua politikasını eleştirmek için Meclis'te eylem yapıyor. Petra Kelly (sağda) ve Gabriele Gottwald pankartın uçlarından tutuyorlar.

Ancak Yeşiller kısa sürede seçim başarıları elde ettiler ve günlük siyasi meseleler kaçınılmaz olarak gündemlerinin ilk sıralarını işgal etmeye başladı. Bunun için iktidar ortağı olmalarına da gerek yoktu. Parlamenter mücadele, gündemi takip etmeyi, partiyi ve meclis gruplarını yönetmeyi, yasa tekliflerinin ayrıntılarına dalmayı, yapılmasını istedikleri değişiklikler için pazarlıklar yapmayı, uzlaşma noktası aramayı vb. gerektiriyordu. Petra Kelly ise her zaman geniş vizyonlu yeşil bakış açısını korudu.

Petra Kelly, partinin Meclis grubunun 1984’ün Nisan ayında yaptığı yıllık seçiminden sonra artık üç kişiden oluşan parti sözcüleri heyetinde yer almıyordu. Bu sözcüler heyetine üç kadın meclis üyesi seçildi, Kelly ise geçen dönemin ayrıntılı bir raporunu sunarak ayrıldı. Kelly’nin bundan sonra 1990’a kadar devam eden parlamenterlik dönemi uzun seyahatler, konuşmalar ve eylemlerle dolu geçti.

***

Petra Kelly ünlü yeşil sanatçı ve aktivist Joseph Beuys ile birlikte

Petra Kelly yine bir saniyesini boş geçirmiyordu. Avrupa’nın çeşitli yerlerinde nükleer karşıtı eylemlerde ve kongrelerde konuşmalar yapıyor, İspanya, Finlandiya gibi ülkelerde kurulan yeşil partilerin kongrelerine katılıyor, seminerler vermek için ABD’ye, Plaza de Mayo’daki kayıp anneleriyle dayanışmak için Arjantin’e, Hiroşima kurbanlarının mücadelesine katılmak veya cıva zehirlenmesi nedeniyle ölümcül Minimata hastalığına yakalananlarla dayanışmak için Japonya’ya, uranyum madenciliğinden zarar gören Aborjinlerin mücadelesine destek vermek için Avustralya’ya gidiyordu.

İlgilendiği en önemli konu hala barış hareketiydi. Pershing II füzelerinin Almanya’ya yerleştirilmesine karşı yapılan eylemlerin yanı sıra Doğu ve Batı bloklarının barış ve silahsızlanma hareketlerinin birlikte davranması için mücadele ediyordu. “Biz Doğu’nun ve Batı’nın barış hareketleri olarak içinde yaşadığımız bloklara veya devletlere değil, birbirimize sadığız” diyordu. Sadece Batı Avrupa’da değil, Washington’da Beyaz Ev’in önünde, Moskova’da Kızıl Meydan’da, Doğu Berlin’de Alexandreplatz’da yapılan eylemlere katıldı.

Petra Kelly ve Dalay Lama

En önem verdiği meselelerden biri de Tibet’ti. Tibet’te yaşanan insan hakları ihlallerine, Çin hükümetinin uyguladığı zorla doğum kontroluna ve  Tibet’in bağımsızlık mücadelesine dikkat çekmek için forumlar düzenliyor, Dalay Lama’yla buluşuyor, Hindistan’ın kuzeyinde bulunan, Tibet’in ve Budizm’in sürgündeki başkenti Dharamsala’ya gidiyor, Tibet sorunu üzerine kitaplar yazıyordu.

Petra Kelly, bir yandan da çevre kirliliği ve çocukluk çağı kanserleriyle ilgili olarak kurduğu, küçük yaşta kaybettiği kızkardeşinin ismini taşıyan  Grace P. Kelly Vakfı için çalışmaya devam ediyordu. Pediatri Hastaneleri için bağış topluyor, konuyu Bundestag’da gündeme getiriyor, çevre ve sağlık üzerine konferanslar veriyordu. Bu çalışmaların somut sonuçlarından biri de 1985’de Federal Alman Parlamentosu’ndan kanser çocukların bakımı için 2,1 milyon mark ek bütçe çıkarmayı başarması oldu.

***

Petra Kelly Heinirch Böll (sol üstte) ile birlikte bir barış eyleminde

Petra Kelly ,1983 ve 1987 seçimlerinde iki kez Federal Parlamento’ya (Bundestag) seçilmişti. 1990’da ise sadece onun için değil, Yeşiller Partisi için işler tersine döndü. Berlin duvarının 1989’da yıkılmasının ve 1990’da Doğu ve Batı Almanya’nın birleşmesinin ardından yapılan ilk birleşik seçimlerde Yeşiller tarihi bir hata yaptılar. Bütün Almanya bu birleşme üzerine yoğunlaşmışken, seçim kampanyalarının ana gündemini “bundan daha önemli sorunlar var” diyerek  küresel ekolojik kriz ve iklim değişikliği olarak belirlediler. Kampanyayı “Herkes birleşmeden konuşuyor, biz iklim değişikliğinden” sloganı üzerine kurdular.

Birleşik Almanya’nın 2 Aralık 1990’da yapılan ilk genel seçimlerinde Yeşiller Batı’da, %5 olan barajın altında oy aldı (%4,8) ve Petra Kelly dahil bütün yeşil adaylar meclis dışında kaldı. Yeşiller sadece Doğu Almanya’daki seçim bölgelerinden aldıkları %6 oy sayesinde 8 milletvekili çıkarabildiler. Bu dönemde bu yenilginin Yeşiler’in sonu olduğu, hızlı yükselen bir hareketin sonunda tarihe karıştığı konuşulmaya, “Yeşiller’in yükselişi ve çöküşü” gibi başlıklar taşıyan kitaplar yazılmaya başlanmıştı. Bu değerlendirmelerin ne kadar erken olduğunu daha sonra yaşarayak öğrenmiş bulunuyoruz.

Ama Petra Kelly için bu seçimler gerçekten de bir dönüm noktasıydı. Zaten artık güncel-realist politikanın ve politikacıların hakim olmaya başladığı partisiyle ortak dili kaybetmeye başlamıştı. Son denemesi seçim yenilgisi yaşadıkları seçimlerden sonra yapılan ilk parti kongresinde eşsözcülüğe adaylığını koyması oldu. Sadece 39 oy alabildi. Petra Kelly’nin partisiyle ilişkileri iyice zayıfladı.

***

Yeşiller Partisi’nin Bundestag’daki ilk döneminde birlikte parlamento grup sözcülüğü yaptığı Marieluise Beck, son yıllarda gecelere kadar süren uzun parti toplantılarında Petra Kelly’nin Gert Bastian’la birlikte arka sıralarda oturduğunu, yaptığı uzun konuşmalarda dünyanın yakıcı gündemini gruba taşıdığını, konuşmalarının özellikle  partinin sol kanadından ve yerelden gelen “sert” politikacılar tarafından sıkıcı ve konudışı bulunduğunu, hatta alaycı yorumlarla karşılandığını anlatıyor. Onun konuşmalarını fazla duygusal ve tutuculuk düzeyinde köktenci bulanlar da vardı. Çünkü Kelly güncel politikadan değil Tibet’ten, Avustralya yerlilerinden, nükleer savaştan, dünyanın her yerindeki insan hakları ihllallerinden bahsediyordu.

Marieluise Beck’e göre Petra Kelly ahlaki anlamda bir köktenciydi. Değişimin şimdi ve burada olması gerektiği konusunda ikna olmuştu. Yeşiller’in reel politikadaki star isimleri olan Joschka Fischer’in, Otto Schilly’nin, sol kanatın önemli isimlerinden Jürgen Reents’in ya da Thomas Ebermann ve Reiner Trampert gibi siniklerin onu dinlemesi ve takip etmesi düşünülemezdi. Petra Kelly güncel politika için yapılmamıştı. Bu onun hem gücü, hem de zayıflığıydı.

Petra Kelly, 1984’te yaptığı bir konuşmada politikada şefkat üzerine şunları söylüyor:

“Şefkatli ve aynı zamanda da yıkıcı olmak, bana göre politik olarak yeşil olmak ve yeşil davranmaktır. Şefkat terimini geniş anlamda kullanıyorum. Aynı zamanda politik bir kavram olarak kullandığım şefkat, hayvanlara ve bitkilere, doğaya, düşüncelere, sanata, dile ve acil çıkış kapısı olmayan yeryüzüne ekolojik bir yolla yaklaşmaktır. Ve elbette herkesin birbirine davranması gereken yoldur. Alternatif ve şiddetsiz bir partide şefkat, nazik, merkezsiz ve şiddetsiz eylem sözü vermek anlamına gelir.

Bu nazik yol gezegeni atmosferi, okyanusları, kıtaları ve yaşayan organik bütünüyle birlikte öğrenerek kavramak anlamına gelir. Onu parçalarına ayırmayın ve tek bir parçasını anladığınızda bütününü anladığınız kanısına kapılmayın. Yeşiller tarafından ilham alınan ekolojik etiğin siyaseti yeryüzünü bütüncül bir yaşam sistemi olarak algılar. Kendinize ve çevrenize saygı duyun. Yeryüzü de bizimle aynı köklere sahiptir. Biz yeryüzünü çocuklarımızdan ödünç aldık! Ekolojik etiğin siyasetini kurmak istiyorsak Marilyn Ferguson’un güç ve sevgi hakkında söylediklerini kavramalıyız: “Sevgisiz güç, kolaylıkla manipülasyon ve sömürüye dönüşür”. Ekolojik bir siyaset için sempati, sabır, işbirliği, şefkat ve hoşgörünin acil ihtiyaçlarımız olduğu üzerinde anlaşmalıyız. Eğer eski partilerdeki insanları duyarsız olmakla suçluyorsak, biz duyarlı olduğumuzu ve yeşil politikamızın araçları ve hedefi olarak şefkat, sevgi, muhabbet ve hoşgörü için mücadele ettiğimizi kanıtlamalıyız.”

Parti eşsözcülüğüne seçilememesi ve partisiyle ilişkilerinin zayıflaması Kelly’nin yeşil politikalardan uzaklaştığı anlamına gelmiyordu. Gert Bastian’la birlikte Bonn’daki küçük bir evde yaşıyor, ama oturduğu yerde durmuyordu. Her zamanki temposunu sürdürdü. Bastian’la birlikte dünyanın her tarafına yaptığı seyahatler, konuşmalar, televizyon programları devam etti. Ta ki 1992’nin o karanlık 1 Ekim gününe kadar…

(Devam edecek)

Ümit Şahin – Yeşil Gazete

Başlıca Kaynaklar:

Petra Kelly – A Remembrance (Heinrich Böll Foundation, 2007)
Sara Parkin – The Life and Death of Petra Kelly (Pandora, 1994)

Paylaş
Yazar:
Ümit Şahin

Önceki Haberler

Bir çocuk, deprem ve TOKİ savaşı: Terk etmeyeceğiz!

Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…

11/02/2025

İklim örgütlerinden Türkiye’nin 2024 karnesi: Yetersiz ve çelişkilerle dolu

Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…

27/12/2024

Kanal İstanbul için rezerv alan ve imar planlarına yargı engeli

İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…

27/12/2024

Ağva plajına mahmuz darbesi

Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…

24/12/2024

Pirosmani: Bir sanatçı ardında ne bırakır?

Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…

16/12/2024

Batı Karadeniz Çevre Gönüllüleri Platformu kuruldu

Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…

15/12/2024