Kyaikto Pagoda veya popüler ismiyle Altın Kaya (Golden Rock), Kyaikto (Çayto) merkezinden uzaktaymış. Altın Kaya’yı gösteren bir tabelaya veya etrafta dolaşan yabancı turistlere rastlamayışımdan anlamalıydım. Sabahleyin önce Kin Pun Sakhan kasabasına 15 km pedal çevirip, orada bisikletimi kilitledim, sonra 13 km boyunca, yükselen ormanlık arazideki patikadan yola yürüyerek devam ettim.
Sıcak ve nemli bir günde, 3 saati aşan bir yürüyüşün ardından patikayı bitirdim ve tepedeki Altın Kaya’ya ulaştım. Altın Kaya, 7,3 m yüksekliğinde, tamamı altın varaklarla kaplanmış kocaman, tek parça kaya bloğundan oluşan bir pagoda. Bu kaya bloğu, başka bir kaya bloğunun tam da köşesinde, devrilmeden duruyor. Burmalılar için kutsal oluşu bir yana, kayanın koruduğu pozisyon, tabii ki basit fizik kurallarıyla açıklanabilir. Bir tür hac yolculuğu gerçekleştirerek Altın Kaya’ya ulaşan inançlı erkekler, yanlarında getirdikleri altın varaklarını kayaya yapıştırıyorlardı.
Efsaneye göre; her yıl 3 kere, Kin Pun Sakhan’dan Altın Kaya’ya patikayı yürüyerek çıkan hacılar, mal varlığı ve sosyal itibar ile kutsanırlarmış. Kayanın etrafında asılı yüzlerce küçük zil de vardı. Rüzgâr estikçe, hepsi birden şıngırdıyordu.
Altın Kaya’da Hollandalı Carla ve Kanadalı Erwan ile tanıştım. Onlar da bir gün önce, trende tanışmışlardı. Aramızda güzel bir iletişim kuruldu.
Kin Pun Sakhan’a, dimdik rampalardan inen, oldukça ilginç bir yolcu kamyonetinin kasasındaki oturaklarda, üç kişi döndük.
Kasabadaki bir guesthouse’da, Pann Myo Thu Inn’de konaklıyorlardı. Yemek yedik, içki içtik ve bütün akşamı birlikte geçirdik. Kadın sarhoş oldu ve odasına çekildi, sonra da adam. Gece yarışı olmuştu ve zifiri karanlıkta, 15 km yolu geri dönmeliydim. Bisikletimin yeterli bir aydınlatması vardı. Fakat işletmenin sahibi Burmalı adam, geri dönmemem için ısrar ediyordu. Anladığım kadarıyla, bunu ticari bir zihniyetle değil, koruyucu bir samimiyetle yapıyordu. Bölgenin geceleri çok tehlikeli olduğunu, başıma bir şey gelebileceğini söyledi. Binmek istiyordum bisikletime. Yine de atladım üstüne ve karanlıkta, kayıplara karıştım. Yolculuk benim açımdan oldukça keyifli geçmişti. Tam 1 ay sonrasında ise, çok yakın bir bölgede, bisikletiyle dünya turu yapan bir İspanyol’a kılıçlarla saldırıp parasını ve çantalarını çalmışlar ve vücudunda derin kesikler olan genç adam, tedavi için hemen ülkesine, İspanya’ya geri dönmüş.
Habere buradan göz atabilirsiniz.
Yolculuğuma ertesi sabah batıya doğru, Bago istikametinde devam ettim.
Oğuz Tan
Bisiklet gezgini
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…