Eda, Fatmanur, Hakan.
Doğal boyama işi, bitti dediğin yerde yeniden başlayan bir işmiş meğer. Başka başka bitkilerden nasıl başka başka renkler çıkacağına dair sürekli merak içindeyiz.
Zerdeçal, soğan kabuğu, çay ve kınayla konuyu kapamayı düşünürken adaçayı, karabaşotu, kantaron ve civanperçemiyle devam ettik.
Bu yünler, kırkılmasından temizlenmesine, yıkanıp taranmasına, eğrilmesinden yumağa çileye dönüştürülmesine, çilenin boyanmasına, sirkelenip şaplanıp kurutulmasına, aksesuara-battaniyeye dönüştürülmesine kadar farklı farklı ellere değdi. Burası benim en çok hoşuma giden kısım.
Geçen hafta Çamtepe’nin genel bakım-onarım haftasıydı. Kapılar elden geçti, macunlandı, boyandı. Bir ay önceki fırtınada roket-ocağın topraklarının bir kısmı yağmurda akıp gitmişti. Doğal malzeme kullanımı daha sık onarım, ilgi şefkat istese de, hasar aldıktan sonra yerine koyması bazen daha az zahmetli, doğa aldığını geri veriyor. Hakan ocağı güzelce onardı, ben de çamurdan topçuklar yapıp süslemeye yorum kattım.
Geçtiğimiz haftanın en önemli olayı ise, Balım’ın doğurmasıydı. Bir gün ansızın Çamtepe’de peydah olan siyah kedinin, Balım’ın çocuklarının babası olduğunu anlamamıştık, ta ki Balım’ın karnı hafiften şişene kadar. Derken 14 Temmuz’da Balım’ın önce yürüyüşü değişti, ne yapacağını bilemez haller geldi, şiddetli kasılmaları başladı, suyu geldi ve kısa süre sonra ilk yavruyu gördük. 3’ü sarı, 1’i siyah, hepsi de sağlıklı 4 yavrusu oldu. Bir hayvanın doğumuna tanık olmak, bayağı enteresan bir deneyimmiş.
Geçtiğimiz Aralık ayında yapılan zeytin hasadında tuza basılan zeytinleri yıkadık, sirkeleyip zeytinyağlayıp tekrar kavanozladık. Hasadın aralıksız 21 gün sürdüğünü söylüyor Çamtepe ahalisi ve ne kadar yorucu bir iş olduğunu. Zeytinlerin de tadından yenmediğini ben ekleyeyim.
İlk önce ağaçların altına düşen ‘dip zeytin’ toplanıyor. Bunlardan asidi yüksek bir zeytinyağı elde ediliyor. Asit oranı belli bir değeri aşınca (3-4 deniyor) zeytinyağı yemeye uygun olmadığı için bu yağ daha çok sabun yapımında kullanılıyor. Dipler toplandıktan sonra ağaçtaki zeytinler silkme yöntemiyle ve sırıklarla, ağacın altına serilen yaygılara düşürülüyor. Bunlar da ya zeytinyağı için sıkıma gönderiliyor ya da sofralık zeytin olarak tüketmek üzere ayrılıyor.
Yine geçtiğimiz Aralık ayında Ayvacık-Ormanya Gıda Ormanı’ndaki 3 dönümlük araziye topluluk desteğiyle ekilen 30 kilo mercimekten, Haziran ayında 55 kilo hasat edilmişti (Hasatta 13 kişi, dört buçuk saat çalıştı). Mercimek kapsülleri güneşi görünce açılıp mercimekler toprağa saçıldığı için, hasadın güneş doğmadan başlaması gerekiyormuş.
Bu küçük dünyamda çok mutluyum. Büyük ve savaşlı diyarlara dönme fikri içimi karartıyor… Şu kalan iki dersimi de hayırlısıyla versem de sonra ölmez sağ kalırsam yoluma devam etsem diye düşünürken buluyorum kendimi.
Ceylan Yurdakuler
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…