Fotoğraf: Evrensel
Muğla’nın yüzde 59’unun maden aramaya ruhsatlandırılmasına, çimento fabrikasına, kıyıların sermaye güçleri tarafından yağmalanmasına, Akbelen’in termik santrale kurban edilmesine, Datça’nın yat limanına açılmasına karşı halk, yaşam alanlarını savunmak için Muğla’da bir araya geldi.
Mehmet Ali Eren Parkı‘nda toplanan kitle, “Muğla için çok geç olmadan yaşam alanlarımızı savunuyoruz” yazılı ortak pankart açarak, “Havama, suyuma, toprağıma dokunma”, “Akbelen Ormanı’nı vermeyeceğiz”, “Deştin çayı özgür akacak”, “Dinamitçi Sinpaş Marmaris’i terk et” sloganları eşliğinde Muğla Açık Otoparkı’na yürüyüş düzenledi.
Evrensel’in aktardığına göre; “2030’da kömürsüz bir Türkiye istiyoruz”, “Yaşam alanlarımız müştereğimizdir”, “Doğayı ve yaşamı savunuyoruz” pankartlarının yanı sıra Emek Partisi “Doğanın sömürüsü emeğin sömürüsüdür. Birlikte kazanacağız, halk kazanacak” yazılı pankart açtı. Mitingde 83 kurum adına ortak basın açıklaması okundu.
Çevre katliamlarının hem Muğla’da hem Türkiye’de hem dünyanın birçok yerinde devam ettiği ifade edilen açıklamada, “Muğla’da ortalamanın üstünde kötü bir durum var. Kâr üzerine kurulu sistem yani kapitalist sistem bizi geçim araçlarımızdan yoksun bırakarak kendini sürdürmek istiyor. Yoksulluğa, geçinememeye, yaşam alanlarımızdan edilmeye hayır diyoruz, kabul etmiyoruz” denildi.
“Kabul edilemez kararlar halkı yoksullaştırdığı gibi canından da ediyor” denilen açıklamada, Bartın Amasra’da yaşamını yitiren maden işçileri anıldı.
Fethiye’den Bodrum’a, Kavaklıdere’den Datça’ya talanın devam ettiğinin aktarıldığı açıklamada, “Muğla’nın yüzde 59’u maden ruhsat alanı ilan edilmiş durumda. Bozulmamış doğa parçası kalmadı, bunun daha da kötü bir duruma gelmesini istemiyoruz. Talanı kabul etmiyoruz” ifadelerine yer verildi.
“Zeytinliklerimiz, temel geçinme, beslenme varlıklarımız yok ediliyor. Akbelen Ormanı için 450 günü aşkın zamandır bu yoksullaşmaya ‘hayır’ diyor. İkizköy geçinmek, üretmek, yaşamak istiyor. Akbelen’i vermeyeceğiz” diye belirtilen açıklamada, Deştin ve Bayır mahallelerinde çimento fabrikasına karşı verilen mücadele hatırlatıldı.
Sinpaş’ın Marmaris’te devam kaçak inşaatına da tepki gösterilen açıklamada, “Kaçak inşaatı durdurması gerekenler, mahkeme kararına uyulmasını sağlamakla görevli olanlar, ÇED sürecini mahkeme kararını hiçe sayarak yürütüyor. Kabul etmiyoruz, etmeyeceğiz” denildi.
Açıklamada, “Fethiye’den Datça’ya, Gökova’dan Bodrum’a kıyılar talan ediliyor. Bu talan sürdüğünde geriye yok edilen doğa, kirlenen deniz, kıyı ekosistemi, beton yığınlarına dönmüş kıyılar kalacak. Muğla’nın önemli sulak alanlarından Köyceğiz Dalyan özel çevre koruma alanını besleyen Sandras Dağı‘nın da madencilik faaliyetleri ile yok edilmesine karşı mücadeleye devam edeceğiz” ifadelerine yer verildi.
Sulak alanların yapılaşmaya açılmasından yat liman projelerine, ormanların katledilmesinden zeytinliklerin yok edilmesine karşı talepler şu şekilde sıralandı:
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…